Mezuniyete doğru…

Birçok fellow arkadaşım ve ben bu haziranda Girişimcilik Vakfı’ndan mezun oluyoruz. Hatta bu yazı girişimle.com’a düştüğünde muhtemelen mezun olmuş ve hayatımızın diğer bölümündeki sayfaları yazmaya başlamış olacağız.  Onlarca insanla tanıştığım, sohbet ettiğim, ilham aldığım hatta kendimi yeniden keşfettiğim Girişimcilik Vakfı’ndan mezun olmak demek bu yolculuğun sonu demek değil aslında. Vakıfta ki sürecimiz Alumni olarak devam ediyor ve vakıfla olan bağımız hep bizimle kalıyor. Bu yüzden içimdeki burukluğu bir nebze de olsa avutabiliyorum.

Su gibi akıp giden Fellow yıllarıma baktığımda kendimin, hayat görüşümün, sosyal ilişkilerimin ne kadar evrimleştiğini gözlemleyebiliyorum. Girişimcilik Vakfı’nın mozaiğinde çok farklı insanlarla tanışıp farklı kültürlere hayat tarzlarına sahip insanların birbiri ile nasıl kaynaştığını birbirlerine ne kadar çok bir şeyler anlatma gösterme paylaşma eğilimi içerisinde olduğunu görebilirsiniz. Aslında sorarsanız bu mozaik ve paylaşma eğilimi girişimcilik kültürünü besleyen önemli hayat kaynaklarının başlıcaları. Bizim Girişimcilik Vakfı’nda yakaladığımız bu atmosferi ne kadar çevremize yayabilirsek bu ruhu kendimizden başlayıp etrafımızda da bir o kadar yaşatabilirsek ayakları yere sağlam basan, yeni fikirler üretip bunları iş modeline dönüştüren, startuplar kuran ve global dünyada da adından söz ettiren nesiller inşa edebiliriz. Bu kültürü toplumda yaygınlaştırarak sürdürülebilir bir gelişim ve ilerleme çok başarılı bir şekilde elde edilip yaygınlaştırılabilir. 

Girişimcilik Vakfı’nın bildiğiniz gibi yalnızca Fellow programı yok. “Build Your Future”, “Airpreneurs” gibi birçok programından bir şekilde yolu geçmiş birçok kişi aslında buradan aldığı ruhu etrafına yayan girişimcilik elçileri. Toplumdan aldığımızı toplama vermek anlamını taşıyan “giveback” kültürünü kendi vizyonu haline getirmiş bu insanların ben bir kartopu etkisi yaratacağına inanıyorum. Girişimciliği bir kariyer seçeneği olarak gören birçoğumuz bir şekilde daha çok kişiye ulaşıp değişim yaratma isteğini topluma aşılayarak birçok güzel umut dolu kapıları açacağız. Bunu belki startupımızla belki katıldığımız bir etkinlikte etkilendiğimiz bir cümleden aldığımız ilhamla yapacağız ama küçük ya da büyük insanların hayatına dokunup dünyamızı güzelleştireceğiz. O yüzden bu yazıyı Girişimcilik Vakfı’nın mottolarından DEĞİŞİMİN ANAHTARI OL ile bitirmek istiyorum çünkü biz bu potansiyele sahip gençleriz ve umut dolu yarınlar inşa edebiliriz. 

Sevgilerimle…

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*