
Bir farklılık yaratmak için yaş sınırı var mıdır? Bu dört kişiye göre değerlendirecek olursak bu sorunun cevabı kocaman bir hayır. Genç olmalarına ve olası deneyim eksiklerine rağmen onlar her yaştaki nesile hitap eden bir etki yaratabildiler.
Ama böyle bir şey nasıl olabildi? Son yıllarda gençlerin seslerini duyurabilmesi ve değişikliğe etki edebilmeleri daha mı kolaylaşmıştı yani? İnternet, fikirlerin yayılmasını gittikçe kolaylaştırırken TEDxTeen gibi etkinlikler de çocuklara ve gençlere dünya çapındaki dinleyicilere karşı fikirlerini paylaşabilmeleri için bir platform imkanı sunuyor.
Ancak, gençleri harekete geçiren en büyük şey muhtemelen onların etrafındaki yetişkinlerin değişen tavırlarıdır. Artık çocuklar sadece etrafta dolaşıp fikirleri de yok sayılmıyor. Onun yerine insanlar, genç nesillerin bir anne babası kadar veya anneanneleri, dedeleri kadar değerli fikir sunabileceğini ve büyükleriyle aynı saygıyı hak ettiklerini ve bir yetişkinle aynı ölçüde fikirlerine kulak verilmesi gerektiğinin farkına varıyorlar.
Peki bu dört genç değişim koşullarını nasıl kendilerine avantaj haline getirdiler ve bir fark oluşturdular?
Çocuksu olun
Adora Svitak TED2010’da yaptığı konuşmayla TED’de konuşan en genç kişi olduğunda sadece 12 yaşındaydı. Aktivist ve uluslararası yayınlanmış bir yazar olan (Bu unvanı 12 yaşındayken aldı) Adora, çocuklardan neler öğrenileceğini anlatan düşüncelerini kalabalıkla paylaştı. Peki ya onun vermek istediği mesaj neydi? Çocuksu olmak bazen iyi bir şeydir.
“Çocuklar ilham veren bir hırsla ve umut dolu bir bakış açısıyla doludurlar.” diyor Adora. “Aynı benim kimsenin acıkmamasını veya her şeyin ütopyadaki gibi ücretsiz olmasını istediğim gibi.”
“Kaçınız hala bu şekilde düşünüyor ve bu olasılıklara inanıyor? Bazen tarih bilgisi ve ütopya ideallerinin geçmişteki başarısızlıkları; her şey ücretsiz olursa yiyecek stoklarının tükeneceğini, kıtlık ve kaosun başlayacağını bileceğiniz için yük olur. Diğer taraftan, biz çocuklar hala mükemmellik üzerine düşünüyoruz. Ve bu iyi bir şey çünkü herhangi bir şeyi gerçekleştirmek için önce onu hayal etmelisiniz.”
Soru Sorun
Yakın bir aile dostu pankreas kanserinden öldüğü zaman “Niçin bu hastalığı tespit etmekte çok kötüyüz?” diye sordu 13 yaşındaki Jack Andraka.
Kısa bir internet araştırması ona sorusunun cevabını getirdi: Kullanılan yöntemler 60 yıllıktı. Aynı zamanda bu yöntemler çok pahalıydı ve sonuçlarında olumlu bir şey olma şansı çok düşüktü. Pankreas kanseri olan hastaların yüzde 30’u hayatlarını kaybediyordu. Jack bunun yerine daha iyi bir yol olabileceğini düşündü ve sonraki soruyu sordu kendine: “Bu durumu nasıl çözerim?”
İki yıl sonra Jack, pankreas kanserinin tespit edilmesini sağlayan bulduğu kağıt testi ile Intel Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuar’ında 75,000 dolarlık Gordon E Moore ödülünü kazandı.
Kararlı Olun
Malavath Poorna sadece 13 yaşındayken, kendisinden büyük olan birçok kişinin başaramadığı şeyi başarmış ve Everest Dağı’na tırmanan en genç kişi olmuştur. Olasılıklar Hindistan’ın kırsal kesiminden olan gencin karşısına yığılmıştı. Ebeveynlerinin ikisi de tarımsal işçiydi ve yıllık yaklaşık 35,000 rupee (950TL) kazanıyorlardı. Ailesine bakmanın bir mücadeleden başka bir şey olmadığını söylüyordu Malavath.
Okulundaki 150 çocuk içerisinden, öğrencilerin içindeki mükemmelliği destekleme girişiminin bir parçası olarak bu mücadeleye katılmak için Andhra Pradesh Sosyal Yardım Eğitim Topluluğu tarafından seçilen Malavath, tırmanmadan önce Darjeeling’teki dağcılık enstitüsünde sekiz ay boyunca eğitim aldı.
Yenik Düşmeyin
Malala Yousafzai 2012’de okul yolunda Taliban tarafından vurulduğunda dünya çapında haber konusu olmuştu. Geçtiğimiz yıl çocuklara yapılan baskıya karşı olan bu mücadelesi ile tüm çocukların eğitim hakları adına Nobel Barış Ödülü’nü kazandı. Sadece 17 yaşındayken, gelmiş geçmiş en genç Nobel Ödülü sahibi oldu.
2009’da, okulu Taliban tarafından kapatılmak üzereyken 11 yaşındaki Malala, eğitim öğrenim hakları üzerine bir New York Times belgeselinde yer aldı. “Beni engelleyemezler,” diyordu. “Evde, okulda veya nerede olursa olsun eğitimimi alacağım.”
Suikast girişimine rağmen, Malala Taliban’ın kazanmasına izin vermemeye kararlıydı ve 2013’te BBC ile gerçekleşen bir röportajında Pakistan’a dönmeyi planladığını söyledi. “Her şeyden önce tamamen güçlenmiş olmam lazım.” dedi. ” Ve kendimi güçlendirmek için, sadece bir şeye ihtiyacım var, o da eğitim. Ben bu eğitimi alacağım ve sonra Pakistan’a geri döneceğim.”
Bu makale Natalie Clarkson’ın 12 Mart 2015 tarihinde virgin.com’da yayınlanan yazısından çevrilmiştir.
Bir yanıt bırakın