Ne İşin Var Oğlum İsrail’de?

3
7215

İsrail’e gidiyorum dediğimde istisnasız herkesten bu soruyu duydum, şimdi herkese cevap veriyorum.

 

İsrail programını ilk duyduğumda;

 

Doğruyu söylemek gerekirse kafamda iki soru işareti belirdi:

1. İsrail savaş halinde olan bir ülke, girişimcilikle ne alakası var şimdi? Girişimcilik Amerika’da öğrenilir!

2. Bu adamlar şimdi Müslümandır, Türktür sevmezler, bize orada “One Minute!” yapmasalar bari…

 

Daha sonra biraz araştırınca cehaletimin farkına varıp ilk soru işaretimi anında geri aldım.

 

İsrail Girişimcilik Ekosistemi

 

1*2yS1DNGl7lsOt4ZQvAnW1w

 

Bu harita, Tel Aviv’deki girişimcilik ekosistemini gösteriyor. Yandaki rakamlar Türkiye ile karşılaştırılınca dudak uçuklatıcı. Bu arada Tel Aviv’in nüfusu 400 bin, yani, İstanbul nüfusunun %2’si kadar! Nüfus az, coğrafya elverişsiz, sürekli savaş ortamı var. Peki bu adamlar bunu nasıl başarıyor?

 

İyi de bu adamlar bunu nasıl yapıyor, kimden öğreneceğiz? Diye sorduk tabiki biz de.

 

Dediler ki sakin olun gençler:

1. Google’ın daveti ile oraya gideceğiz,

2. Yanlızca Google ile değil birçok şirketle ve girişimciyle tanışacağız( E-bay İsrail, Wix, Waze,      SimilarWeb, vb.),

3. İsrail’de teknoloki endüstrisinin babası multimilyoner(ya da milyarder) efsanevi Yossi Vardi’yle yemek yiyeceğiz,

4. İsrail Dış İşleri sözcüsüyle yemek yiyeceğiz,

5. Yeni girişimcilerle de tanışma fırsatınız olacak, istediğinize sorarsınız.

dediler zaten biz uçtuk.

 

Merak edenler için Google’in Tel Aviv Kampüsü

 

http://youtuy.be/-Nj6ZdqjyuE

 

“Neden İsrail?” sorusuna Yossi Vardi’nin cevabı

 

Yossi Vardi içeri girdiğinde fark ettiğim ilk şey kılık kıyafeti ve tavrı oldu. Tanımayan ve uzaktan gören bir insanın bu adam dünyanın en saygın girişimci ve yatırımcılarından biri demesine ihtimal vermiyorum. Üstündeki ultra gösterişsiz kıyafetler, tek başına gelmesi ve taksiyle dönmesi bizim Türkiye’de alışık olmadığımız şeyler. İnanılmaz rahat ve çok zeki bir adam. En ciddi konularda bile işin içine mizah katarak insanları sıkmadan konuşmayı çok iyi biliyor. Sohbeti inanılmaz keyifliydi, hepimizin sorularını içtenlikle yanıtladı.

 

Yossi Vardi, başarılı girişimlerin en belirgin özelliğini sorduğumuzda iyi bir fikirden değil yetkin bir ekip cevabını vererek bizleri şaşırttı. En önemli sorumuz olan:

 

“Neden İsrail’de girişimcilik bu kadar yaygın, İsrail’i başarılı yapan ne?” sorusuna cevabı şöyleydi:

 

“Bunun aslında birçok cevabı var. Eğitim diyebilirsiniz. İsrail’in eğitim sistemi çok iyi, çok iyi mühendisler yetiştiriyoruz. Devlet desteği diyebilirsiniz, evet devlet teknolojiye destek veriyor. Para çok iyi bir cevap olmasa da birçok ülkeye nazaran bu da bizim için bir avantaj olabilir. Ancak bunların hiçbiri yeterli değil. İsrail’i başarılı yapan şey kültürüdür. Burada anneler çocukları kendini bilmeye başladıktan sonra (6–7 yaşından sonra) onları çalışmaya, üretmeye teşvik ederler. Ülken için bir şeyler yapmalısın, dünya için bir şeyler yapmalısın, çalışmalısın diye telkin ederler. Bence İsrail’i farklı yapan budur. Biz çalışkan ve üretken bir kültüre sahibiz.”
Yossi Vardi’nın bu cevabı Holokost müzesinde rehberin söylediklerini anımsattı.

 

Yahudiler yüzyıllardır dünyanın her yerinde çile çekerek, istenmeyerek yaşamışlar. Bugün kendi ülkelerine sahip olmalarına rağmen hala o özgüvensizliği koruyorlar. İsrailliler soykırımı yalnızca Almanların değil, o dönem kimse ses çıkarmadığı için tüm insanlığın suçu olarak görüyorlar. Bence bu nedenle kendilerini dünyada yalnız hissediyorlar ve güçlü olmak zorunda hissettikleri için büyük bir arzuyla çalışıyorlar.

 

Google’da ne gördüm?

 

Google’da yanlış hatırlamıyorsam 8 saat geçirdim. Google hem kendi icraatlarından bahsetti hem de oradaki start-uplarla görüşme fırsatı yakaladık. Bunların hepsini yazmama imkan yok. Bu yüzden ben tekrar “Neden İsrail?” sorusuna bulduğum cevapları sizlerle paylaşacağım.

 

Google kampüsünde tur atarken “Neden bölgeyi İsrail’den yönetiyorsunuz? Devlet mi destek veriyor?” diye soruyorum. Aslında İsrail ofisini de Türkiye ofisi gibi çok az kişiyle açtıklarını ve maksimum çalışan sayısını 30 olarak öngördüklerini söylüyorlar. Ancak İsrail’deki yetenek bolluğu ve İsrail’de teknoloji girişimlerinin patlaması burada merkez açmak zorunda bırakmış onları. “Devlet destek veriyor mu?” diye üsteliyorum. “Google’a herhangi bir imtiyaz verilmiyor” diyorlar. Ancak yakın zamanda İntel Ar-Ge merkezini İsrail’den çekmeye karar verince İsrail hükümeti ciddi imtiyazlar vermiş ve sonunda İntel’i İsrail’de kalması için ikna etmiş.

 

Beni en çok etkileyen şeylerden biri Google’ın çarşamba günleri ofislerinde TLV Çampüs adında bir etkinlik yaparak kampüste girişimcilere yer açmasıydı. Onlara ücretsiz yemek, ofis, internet, eğitim ve network imkanı sağlıyorlar. Adamlar diyorlar ki “Baba! Gel, ye, iç, insanlarla tanış, kaynaş, öğren…YETER Kİ ÜRET!”

 

Google Ortadoğu, Afrika, Türkiye ve İsrail bölgesi Kamu İlişkileri Direktörü Doron Avni: “Neden mi yapıyoruz? İnsanlar burada bir şeyler üretsin diye! Çünkü burada insanların bir şeyler üretmesinin hepimize faydası var.”
Öyle bir destek var ki bakmışlar kadınların katılımı az, neden diye araştırıp çocuklu kadınların gelemediğini görmüşler. İşte çözümleri:

 

 

Ülkemizde hakim olan “Kadınların görevi evde oturup çocuk bakmaktır.” mantığına verilmiş tokat gibi bir cevap. İki ülkenin arasındaki farkı net bir şekilde gösteriyor bu örnek. Olayın tamamen mantaliteyle, kültürle ilgili olduğunu bir kez daha fark ediyorum.

 

İsrail’de Din Faktörü

 

Yukarıdaki örneği verdikten sonra ufak bir ekleme yapma gereği duydum. İsrail’de teknoloji ne kadar gelişmiş, eğitim ne kadar kaliteli olsa da insanların çok laik olduğunu ya da herkesin çok modern bir hayat yaşadığını kesinlikle söyleyemem. İsrailliler (genelleme yapmak doğru olmasa da) 4 günde görebildiğim kadarıyla Türklerden çok daha dindar insanlar. Hatta bize göre irticacı seviyede olan Ortodoks Yahudiler onlarda daha çok hayatın içinde. Dindarlık ve gelişmişlik ne kadar ters orantılı görünse de İsrail’in bu konuda da beni şaşırttığını söylemeliyim.

 

Son Gün: Start-up Tour

 

Tel Aviv’de son günümüzde ilk olarak şehirdeki 60 halk kütüphanesinden birine gittik. Ancak bu kütüphanenin farkı artık bir girişimcilik merkezi olarak kullanılmasıydı. Devlet bu kütüphaneyi kendi eliyle girişimciler için açık ofis haline getirmiş. Eğer bir fikriniz varsa laptopunuzu alın ve gidin, hepsi bu. Sizinle aynı yollardan geçmiş ya da geçiyor olan insanlar da orada sizi bekliyor olacaklar. Google TLV Çampüs’ten sonra bunu görmek de beni çok etkiledi. Türkiye’de görmek istediğimiz hareketler bunlar.

 

Ardından E-Bay İsrail’e ve Aleph adlı VC’ye gittik. Burda enteresan bulduğum şey tüm firmaların birbirine olan yakınlığıydı. Tel Aviv’de ekosistemdeki herkes birbiriyle temas halinde. Aynı yerlerde yemek yiyor, aynı barlara takılıyorlar. Bu hem çok büyük bir network avantajı sağlıyor, hem de oradaki girişimcilerin dediğine göre çoğu zaman rakip firmaların bile birbirlerine yardım etmesine imkan sağlıyormuş. Son olarak Wix’e gittiğimizde kafamızdaki soruyu tekrar sorduk:

 

“İsrail’den nasıl oluyor da bu kadar global marka çıkıyor?”

 

Aldığımız cevap daha önce düşündüklerimizi destekliyor:

 

“Biz 8 milyon nüfuslu bir ülkeyiz. Kaynaklarımız kısıtlı, pazar küçük. Kafamızı kaldırıp sağımıza solumuza bakıyoruz. Hiçbir komşumuzla aramız iyi değil, ticaret yapamıyoruz. Bu yüzden biz global düşünmek zorundayız. Daima global düşünerek iş yapıyoruz, bu da bizi uluslararası pazarda başarılı yapıyor.”

 

 

Sonuç

 

İsrail’den heybemizi doldurup döndük. Neleri eksik, neleri yanlış yaptığımızı gördük; kulağımıza küpe ettik. Burada gördüklerimi sizinle paylaşmamın iki sebebi var. İlki bir farkındalık yaratmak. Türkiye’nin onda biri kadar nüfusa sahip, Türkiye’den daha zor bir coğrafyada, daha zor şartlarda olan bir ülke. Mantalite olarak değiştirmemiz gereken çok şey var. İkincisi İsrail’in imajıyla ilgili; kesinlikle tahmin ettiğimiz gibi kötü bir muameleyle karşılanmadık. Aksine Türk olduğumuzu duyanlar çok sıcak davrandı, çoğu Avrupa ülkesinden daha iyi muamele gördüğümüzü kendi adıma söyleyebilirim. Bu yüzden benim için gerçekten ilham verici bir geziydi. Bize bu imkanı sağlayan Girişimcilik Vakfına sonsuz teşekkürler!

 

Yusufcan Bozkuş

Girişimcilik Vakfı 2014 Fellow

 

3 YORUMLAR

  1. Yusufcan Bozkuş beye teşekkür ederim. Anlattıkları size abartılı gelmesin.
    3 seneyi aşkındır kızıma, damadıma ve en mühimi torunuma destek vermek için vaktimizin büyük çoğunluğunu İsrail’de geçiriyoruz.
    Eğitimin önemini burada tekrar ve tekrar izliyoruz. Gençler liseyi bitirip askerliklerini tamamladıktan sonra, üniversite öncesi, dünya seyahatine çıkıyorlar. En mühim nokta muhtelif işlerde çalışarak (çoğunlukla hizmet sektörü) seyahat paralarını kendileri kazanıyorlar. Seyahat sonrası ise üniversiteye giriyorlar. Burası böyle bir ülke.

  2. Arkadaş ne güzel ifade ettin, ne güzel bir bakışı açısı. Eskiden, 10 sene evel diyelim, Türkye-İsrail ilişkileri çok faydalıydı… Keşke sizin gibi bir kaç kişi daha çıksa, o zaman dünya daha güzel bir yer olabilir.

  3. Odtü’de Uluslararası İlişkiler öğrencisiyim. Arapça bilmem sebebiyle Arap ülkelerindeki girişimcilik imkanları araştırıyor,takip ediyorken İsrail ilgimi çekti. 27 Arap ülkesinin başaramadığı çok ufak bir nüfus,ekseriye zorluktaki bir coğrafyada başarıyorlar. Şahane. Keşke biraz da biz …

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here