New York & New York

0
2295

New York girişimcilik stajımın bitiminde dönüş yolundayım ve ertelemekten vazgeçip yazmaya başlıyorum. New York deneyimimin bana kazandırdıklarını  bir genç & girişimci gözünden kendi bakış açımla değerlendirip,  öğrettiklerini ve hatırlattıklarını paylaşacağım.

1.Bir şehri gerçekten anlamak orayı gezmek ile değil yaşamak ile oluyor

Metropol dinamiğinde olan şehirleri anlamak ve bu anlamdan katkı sağlamak için günlük rutine dahil olmak,  sürekli gözlem yapmak ve şehir akışının içerisinde savrulmadan yolunuzu çizebilmeniz gerekiyor. Bunu yaptığınızda şehrin ününün yanı sıra zorluklarını, turistik bölgelerin yanı sıra insanını tanıyorsunuz. Bu yüzden farklı dünyalarda düzen kurmaya çalışmak ve yaşamak önemli. Bu bilgi birikimi size hayatı değerlendirme yetisini sunuyor ve vizyonunuzu genişletiyor. Bunu New York’da yaptığınızda kültür ve insan kaosu içerisinde yolunuzu bulmak sizi beklediğinizden daha çok olgunlaştırıyor.

 

2.Hayat nerede olup ne yaptığınız kadar kiminle olduğunuzla alakalı.

Geçen yıl duvara toslayarak farkettiğim konuyu bu sefer de New York hatırlattı. Hayallerinin peşinden gitmek kadar onları paylaşıp konuşabileceğin kişilerle  bir arada olmak önemli. Geleceğe koşarken anı unutmamak ve tadına varmak için günlük rutinde paylaşımda bulunduğumuz dostlarımız olmalı her zaman. Zaman farkından dolayı Türkiye ile iletişimde olamadığım anlarda benzer amaçlarla New York’da bulunan dostlarımla bir aradaydım. Paylaşmanın verdiği mutluluk hayattaki “paha biçilemez” hislerden.

 

3.”Network”ünüz burada da en yardımsever dostunuz

Türkiye’den alışık olduğumuz gibi New York’da da işler bağlantılarınız  üzerinden ilerliyor. Kimi tanıdığınız ne yaptığınız kadar önemli. Samimi ve açık iletişim kurarak oluşturduğunuz bağlantılar işinize ve size fazlasıyla katkı sağlıyor. Bağlantılarınız ile ihtiyacınız dışında da iletişim içerisinde kalmalı ve bağlarınızı sağlam tutmalısınız.

 

4.Dolaylı anlatımdan kaçınmanız gereken bir iş ortamı

Biz kültürümüzün ve hayat dinamiklerimizin bir getirisi olarak Türkiye’de yuvarlak söylemlere, dolaylı anlatımlara, özde değil sözde hareketlere alışığız. Türkiye’de iş hayatında sıkça karşılaştığımız bu durum farkında olmaksızın bize de bulaşıyor. New York’a geldiğimde herkesin çok net ve açık konuştuğunu gördüm. Başta uyum sağlamakta zorlandım. Kültürlerindeki bu durum iş verimini yüzde yüz arttırmış, özellikle girişimciler için zaman yönetiminde büyük tasarruf sağlıyor. Bir örnekle açıklarsam; sizin alanınızı bilmeyen veya ilgi göstermeyen bir yatırımcı, mentor veya diğer oyuncular size bunu net olarak söylüyor ve zaman kaybetmiyorsunuz. Aynı netliği siz işinizi anlatırken sağlayamazsanız elinizdeki tüm iş potansiyelini kaybediyorsunuz.

 

5.Girişim ekosistemdekilerin en başarılı oldukları konu: “Dinlemek”

Öz eleştiri barındıran bir madde bu. İki kulağımız bir ağzımız olmasına rağmen biz genelde az dinleyip çok konuşmayı seçiyoruz. Türkiye’de girişimcilerin kendi işlerini sürekli anlatma hastalıklarının olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle çevremize katabileceğimiz katkıyı vermiyor, çevremizdekilerin bakış açılarından da yararlanamıyoruz. ERA kuluçka merkezinde her hafta girişimciler kendileri arasında KPI seansı yapıyorlar. Herkes pür dikkat sırası gelen girişimcinin hedeflerini, o hafta yaşadığı zorlukları ve işle ilgili gelişmeleri dinliyor, geri bildirim veriyor ve birbirlerine farklı bakış açıları kazandırıyor. Bir kişinin bile bu seans sırasında telefonu ile veya kendi işi ile ilgilendiğini görmedim. Sonra kendimi sorguladığımda Çekirdek’de ( İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi ) bazı girişimcilerin yaptıkları işi dahi bilmediğimi farkettim ve 2012 yılında ilk iş fikri sunumumu yaparken uyuyan juriyi , durumun bende yarattığı motivasyon kırıklığını hatırladım. New York’da yatırımcısı, girişimcisi, mentoru, organizatörü yani ekosistemdeki herkes birbirini dinliyor. Örnek alıp kendimizi geliştirmemiz gereken en mühim konu.

 

6.Başarılı girişimlerdeki ortak özellikler; Net iş bölümü ve mutlu çalışma ortamı

Az kişi ile büyük işler başarma hedefi olan girişimlerin net iş bölümü yaptıkları zaman tüm potansiyellerini kullanabildiklerini gördüm. Şahsım adına çok başarılı olmadığım bu özelliğin startuplara neler kazandırdığını gözlemledim. Ekip içi paylaşım her zaman var ancak kimse birbirinin işine müdahil olmuyor ve sorumluluğunu üstlenmiyor. Böylece cuma gecenizi ofiste geçirmeniz gerekmiyor ve kendinize daha fazla vakit ayırabiliyorsunuz. Verimli çalışmak mutluluğu, mutluluk daha da verimli çalışmayı beraberinde getiriyor. Bu durum kar topu etkisi ile başarıyı arttırıyor.

 

7.Hayattaki fırsatlar  azminiz ile doğru orantılı

New York’ta iken en yakın dostlarımdan birinin söyledikleri geliyor aklıma; Hedeflerin doğrultusunda başarılı olursan şanslı olduğunu söylüyorlar, eğer istediklerini yapamazsan bu sefer insan kendisine şansızım diyor. Aslında konunun şansla değil kararlılıkla ilgisi var. Çok çalışıp azimli davranırsan başarıyor, çok konuşup az aksiyon alırsan başarısız oluyorsun.

 

New York’da yaşamak eğlenceli ve öğretici olduğu kadar zor ve yorucuydu.Hayattaki her konuda olduğu gibi yaşam olumlu ve olumsuz yanları ile bir arada sunuyor kendini. Mücadele ve mutluluğu bir arada isteyen girişimciler için New York’da da çok fırsat var; Arayan bulur, azmeden yaşar ve öğrenir.

 

Gökyüzünden selamlar, 

Gökçe Gülcüler 

10.10.16

 

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here