21 Kasım 2015 tarihinde ODTÜ’de bir hayal gerçek oldu. ODTÜ Verimlilik Topluluğu Women in Business proje ekibi olarak ilk kapsamlı etkinliğimiz Women Up ‘ı gerçekleştirdik.
Bu yazımda sizlere biraz Women Up’ın tasarlama ve hazırlık döneminden biraz da Women in Business ekibinin oluşumundan bahsetmek istiyorum.
Women Up, bir günlük seminer şekline düzenlenen; ilham veren konuşmacıları ve çok çeşitli konuları ele alan oturumları ile Türkiye’de kadın profilini güçlendirmeye kampüslerden başlama hedefiyle organize ettiğimiz bir farkındalık etkinliği. Kadının iş dünyasında ve sosyal hayatta güçlü ve sürdürülebilir bir şekilde var oluşuna katkı sağlamanın, genç kadınlara yatırımdan geçtiğini düşünerek 2015 Haziran ayında WIB ekibi olarak bu etkinliğin tasarım aşamasına başladık. Yola çıkarken, ODTÜ ‘deki ve Ankara’daki genç kadınlarla, farklı alanlardan başarı kavramını kendi yolunda yazmış lider fark yaratan kadınları buluşturmayı hedefledik. O zamanki ekibimizde çoğunluğu son sınıf öğrencileri oluşturduğu için bu organizasyon sürecinin yönetiminin zor olacağının farkındaydık. Proje ekibinin lideri olarak, hem staj yaptığım hem de başka devam eden projelerde çalıştığım için bu süreci yönetmek, Verimlilik Topluluğu’ndan yönetim kurulu üyesi Beril’in ve desteklerini esirgemeyen gönüllülerimizin katkısıyla tam bir ekip çalışması halinde yürüdü diyebilirim. Henüz yeni olan WIB’te aktif üyeler olmadan yoğun programlara sahip katılımcılarımızın takvimlerine girmek için yaz döneminden itibaren ekibi koordine etmek gerekliydi. Taslak bir program oluşturduğumuzda ise artık heyecanla maillerimizi atmaya ve olumlu dönüşler almaya başladık.
Belki ilk farkındalığı yaratmak zor olacaktı, belki de beklediğimiz ilgiyi bulamayacaktı ama denemeye değecekti. Etkinlik için mailleri atmaya devam ettikçe ve fikirlerimiz çoğaldıkça endişemiz yerini heyecana bıraktı. Bir de tabii ki daha çok sorumluluk almaya… Burada benim akıl kütüphanesi dediğim kavram girdi işin içine, yani daha önce etkisini ve ilhamını deneyimlediğim ve akıl kütüphanesine girmiş ışık kadınlar. TEDxResette dinleyip hayran kaldığım Dilek Livaneli, TurkishWIN aracılığı ile tanıdığım Ebru Şinik gibi isimler. Tabii ki tüm ekibin akıl kütüphanesinden yararlandığımız için hepimiz olabilir dediğimiz farklı alanlardan kişileri bulup çıkardık. Gamze Elibol gelip “engel yok” demeliydi, Unilever gelip çeşitlilikten bahsetmeliydi, teknolojide yoksa kadın bunu bir konuşmalıydık ve HP’den Hande Baykan gelmeliydi. Sonunda daha okul açılmadan takvim oluşmuş ve aktif üyelerle işin organize olma kısmına geçmek kalmıştı!
WIB’in ilk tanışma toplantısı gelip çattığında ise, heyecanımız daha da arttı. ODTÜ’de kadının iş hayatında yaşadığı zorluklar, iş yaşamında kadının o cam tavanla karşılaşması, aile yaşam dengesi belki konuşulmuştu. Ama tüm bunların çözüm kısmında yer almak WIB ile ilk defa gerçekleşecekti. Yeni tanışacağımız genç kadınların gözündeki merak da önemliydi bizim için, içindeki değişim isteği de. Üstelik başka bir yazımda kesin anlatacağım bir deneyim olan Girls20 etkinliğinden yeni dönmüştüm ve beynimin içinde çözümler oradan oraya koşuyordu. WIB başından itibaren gördüğü ilgiyi ilk ve sonraki toplantılarında da görünce ise, inandım. Çok sorgulanan, feminizm hareketi mi başlattılar denilen, ne farkı var diye garipsenen WIB’in ulaşmak istediğimiz amaca ulaşacağını süreç içindeki istekli ve azimli arkadaşlarımı tanıdıkça anladım.
Toplantılarda ilham veren videolarla açılış yapıp sonra önümüzdeki ilk büyük etkinlik olan WomenUp’ın organizasyonunu ve tanıtımını konuşuyorduk. Bir hafta Sabancı Vakfı’nın Kız Leyla filmi ile duygulandık, başka bir hafta aldığımız ürün sponsorluklarına sevindik. Aklımızdaki Harran WIB kardeşliği TurkishWIN ve Aydın Doğan Vakfı desteğiyle gerçeğe dönüşünce ise sevincimiz daha da katlandı. Harran WIB , daha ilk başından beri ODTÜ WIB için ayrı bir yer tutuyordu çünkü. ODTÜ de biz kurduktan sonra Harran’dan Güler ile tanıştığımda, istekle “Ben de yapmak istiyorum, nasıl yaparım?” dediği zamanlardan şimdi başardığını görmek ve kardeş proje yapıyor oluşumuz çok gurur vericiydi. Çünkü siz birinin hayatına dokunuyorsunuz, O tüm okulunun… Bir bakmışsınız aylardır hayalini kurduğunuz gün yanınızda yeni tanıdığınız Urfalı arkadaşlarınız sırtınızı sıvazlıyor ve beraber koşuyorlar sizinle. Bu tarif edilmesi zor bir durum, ama bir tarifi varsa GirVak dilinde yaşadığım en güzel “give back” örneği.
Women Up hazır; özverili tasarım ekibiyle 4 saatlik Skype, uzun planlama toplantıları, sosyal medya tanıtımları, markalaşma çalışmaları, sponsorluklar Harran daveti derken, o gün geldi. Bir gün öncesinde beraber Ankara turuna çıktığımız HarranWIB’ten arkadaşlar ile etkinlik günü erkenden oradayız.
Tüm Verimlilik Topluluğu ekibi ve görevli herkes gülerek heyecanla yardım ediyor. Bu belki topluluk işlerinde çok bulunmuş kişiler için oldukça normal ve sıradan olabilir. Ama benim için, hayal ettiğimi ODTÜ’de görmek, üstelik son sınıfta bunun ucundan tutabilmek başka bir duygu. Çünkü kadınların potansiyeline kendimi bildim bileli hayranım ve ortaya çıkması için elimden geleni de yapıyorum, yapacağım. Rahatsızım, rahatsız-dım. Eşitsizlikten, özgüven eksikliğinin engellediği kadının adının olmama durumundan, inanmayıştan rahatsızdım. Ama o sabahki manzara bana umut verdi. Ben mi kurtaracaktım dünyayı ? Hayır belki, ama ucundan tutacaktım.
Etkinlik meditasyon ile başladı. İç huzuru bulmak ve stresi hiçe saymak için öğrendik ve uyguladık teknikleri. Sonra Dilek Livaneli geldi ve bizi bir köy okulunu nasıl yaşam merkezi haline getirdiğini anlatarak şaşkına çevirdi. Unilever’den Burcu Hanım çeşitlilik dedi. Her yerde olduğu gibi Unilever’de kadının oluşunun getirdiği farklılıklardan bahsetti. Sonra Pınar Öztürk satış dünyasında kadın olmaya değindi. ‘Ertelemeyin’’dedi, ne başarmayı ne anne olmayı. HP’den Hande Hanım ise teknoloji kadının korkması değil içinde olması gereken alan dedi eski bir ODTÜ’lü olarak. En son ise Gamze Elibol geldi tüm mizahı ve ilhamıyla. “Tiyatroda engeli kaldırmayı seçtim, başardım” dedi. Konuklarımızdan bedensel engelli bir dansçı ile partnerinin tekerlekli sandalye eşliğindeki dansları ile büyülenerek kapattık etkinliği. Daha da umut dolarak.
Bitişinde WIB ekibi dışındakilerin pasta sürprizi ve tebrikleriyle mutlu olduk tekrar tekrar. Biz Women Up diye yükselttik sesimizi 21 Kasım’da. Ve bu ses katlanarak yükselmeye devam ediyor, edecek. Benden, bu ekipten sonra da, ODTÜ dışında da.
İnanıyoruz, bir gün herkes bizim kadar “rahatsız” olacak. Aklımızı kaçıracağız. Aklımızı ‘kadın yapamaz’ denilenlerden kaçırıp uzaklaştırıp tüm cam tavanları kıracağız.