Özellik geliştirmeyi bırakın, marka geliştirmeye başlayın

Tanıştığım girişimcilerin çoğu ya takımları veya kurucu ortaklarıyla (ki bunu şiddetle öneriyorum) ya da bir geliştirme şirketiyle (bunun hakkında ne düşündüğümü öğrenmek için buraya bakın) birlikte bir ürün geliştiriyor. Bana projelerinden heyecanla bahsediyorlar (paylaşmaktan korkmadıkları zamanlarda) ve ürünlerinin neden sektörlerindeki yeni büyük şey olacağını açıklıyorlar.

 

Onlara basit bir soru sorana kadar her şey pürüzsüzce ilerliyor:

 

“Sosyal Ağlarda Var mısın*?”

 

Bekleyebileceğiniz gibi, aldığım cevap: yok, çoğu içerik yayınlamak için ürünlerinin “hazır” olmasını bekliyorlar.

 

Ben gerçekten bu sorunun zor bir soru olmasını istemiyorum ancak bu, insanlar bana yeni projelerinden bahsettiklerinde tam anlamıyla sormak istediğim ilk soru oluyor. Bu sorunun cevabı, onların gelecekte verebilecek potansiyelde oldukları kozlar kadar hedef kitleleriyle olan bağlantılarının seviyesi hakkında da oldukça fazla ayrıntı veriyor.

 

  • Hedef kitlelerinin ne istediğini derinlemesine biliyorlar mı yoksa sadece varsayımlarda mı bulunuyorlar?
  • Karşılığında onlar için bir şey yapmaktan mutlu olacak insanlara hâlihazırda bir değer katıyorlar mı? Koz.
  • Ürünlerine olan ihtiyacı nasıl tanımladılar?
  • Geri bildirim toplayabilecekleri bir ön kullanım toplulukları var mı?
  • Bir rekabet avantajları var mı?

 

Önce bir marka değeri geliştirmeye başlayın.

 

Bu sorunun önemli olmasının temel sebebi şu ki; bir marka ya da en azından bir sosyal ağ varlığı olmaksızın bir ürüne görünürlük kazandırmak çok zor. Dikkat çekmenin çok zor olduğu çok çok (çok) gürültülü bir sosyal dünyada yaşıyoruz. Eğer gerekli işleri yapmazsanız ürününüzün başlangıçta görünmez kalma ve potansiyelinizi tamamen kaybetme ihtimali çok yüksek.

 

Aynı zamanda markanıza veya size hiçbir bağlılığı olmayan bir hedef kitleyi hedeflemek oldukça pahalı hale geldi. Onlardan sadık olmalarını veya ürününüzün başarılı olmasına yardım etmelerini istemenin bir yolu yok. Şimdiye kadar onlar için hiçbir şey yapmadınız.

 

Alanınızda uzman olun, ısrarla kaliteli içerik gönderin ve en önemlisi hedef kitlenizi önemseyin. Onlara gerçekten değer katın.

 

Satacak ya da ilerletecek bir şeyiniz olmadığında en çok değeri katarsınız. Bu yüzen bir ürünü piyasaya çıkartmadan aylar (ya da yıllar) öncesi en doğru zamandır. İçeriğiniz %100 orijinal olacaktır. Doğru yaklaşıma sahip olacaktır ve insanlar katkıda bulunduklarını hissederek serüveninizin bir parçası olmaktan mutluluk duyacaklardır. Eğer sevdikleri bir şeyi temsil ederseniz, hareketin içinde olmak isteyeceklerdir. Eğer onlara yeterince değer katarsanız müteşekkir olacaklar ve gelecekte onlara güvenebileceksiniz.

 

Ürününüz hiçbir zaman yeterince iyi olamayacak, gidin ve hikâyenizi anlatın.

 

Ürününüzü “hazır” hale getirecek o eksik özelliğe odaklanmak yerine insanların seveceği bir marka oluşturmaya ve hedef kitlenizle nasıl ilişkileneceğinize odaklanın.

 

Ürününüz asla yeterince iyi olmayacak. Bir hatanın giderilmesi için bir hafta veya V2’nin çıkması için birkaç ay daha beklemek yerine gidin ve kendinize veya şirketinize, insanların ilişkilenmek isteyeceği bir marka oluşturun.

 

Biliyorum, hepimiz gelişimimizin katlanarak artmasını istiyoruz ve evet, gerçek ilişkiler kurmak ölçülebilir bir şey değil. Ancak hedef kitlenizi önemseyerek ve onlara eşsiz bir değer katarak iş başarınızın temelini oluşturacaksınız. Bu yaşamsal adım size gelecekte ölçülebilir diğer şeylere sahip olma ayrıcalığını getirebilir.

 

Bu makale medium.com’da David Ams tarafından Aralık 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir. 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*