Paralarını Almadan Önce Yatırımcılar Hakkında Bilmediğim 4 Şey

Çoğumuz yatırımcı elde etmeyi takıntı haline getirmiştir ancak kimse aslında buz dağının görünmeyen kısmı hakkında konuşmuyor. Pekala çeki bozdurdunuz, ya şimdi ne olacak? Yatırıcımlarla olan ilişkilerinizi yönetmek yeni girişimcilerin bazen zor yoldan öğrenmek zorunda kaldığı önemli bir beceridir. Aslında bu blog yazısına “paralarını almadan once yatırımcılar hakkında bilmediğim 1001 şey” başlığını vermeliyim ancak kısa olması adına top 4’ü ele alacağım.

 

Bir yatırım almak aslında bir evlilik gibidir ama daha çok zorla yapılan bir evliliğe benzer

Başlangıçta herkes heyecanlı ve mutludur. İki taraf da kur yapar. Onlar gelip gidişatınıza bakarlar, siz gidersiniz masaları, içecekleri ve ofislerini kontrol edersiniz. Sizden hoşlanıyorum, siz benden hoşlanıyorsunuz, numaranızı aldım, ilk görüşme iyi gitti, e hadi o zaman avukatları getirip evlenelim!

Fakat bu genellikle hızlı ve aynı zamanda o kadar da hızlı olmayan bir süreçtir. Aslında evrak işlerine giriştiğiniz zaman bu daha çok herkesin güven ve iş etiğini sorguladığı ve bir şeylerin kötü gitmesi durumunda çıkarlarını korumak için kağıt üzerinde uğraştığı ama nedense üzerinize alınmamanız gereken eziyetli bir evlilik sözleşmesi gibidir. Gerçekten zamanınızı ayırıp şirket kültürü ve uygulamaları hakkında doğru soruları sormanız ve bu kişi veya şirket ile günlük olmasa bile en azından haftalık olarak iletişimde bulunacağınızın farkında olmanız gerekiyor. Eğer yatırım yaptıkları diğer şirketlere ulaşabilirseniz bu yatırımcı ile her gün çalışmanın uzun vadede nasıl olabileceği hakkında fikir edinebilirsiniz. Tıpkı flört etme gibi, yaptıkları her şey en başta sevimlidir ta ki her gün yanlarında uyanmak zorunda olup ayak tırnaklarını yatakta kesmek gibi kötü alışkanlıkları olduğunu fark edene kadar. Kısacası araştırmanızı iyi yapın, para sizi kör etmesin!

Sessiz ortak diye bir şey yoktur, yüksek sesli fısıltılar ya da çığlık atma vardır.

Kendinize dürüstçe bir soru sorun. Birine para verdiğinizde genellikle ne kadar sessizsiniz? Neden size binler ya da milyonlarca dolar veren birinin parasının nasıl harcanacağına dair birkaç şey söylememesini beklersiniz? İster %1 ister %51 hakka sahip olsun, onlar size paralarını vermişlerdir ve alanınızda yüksek seviyede bir uzmanlığa sahip olabilirler. Bir girdiye sahip olmak isteyeceklerdir.

İşin en başındayken beklentileri hazırlayın ve yönlendirin. Yatırımcınızı tavsiye ve kaynak istemek için ne kadar sıklıkta aradığınıza dikkat edin çünkü sizden, takımınızdan ve çevrenizden emin olmalarını sağlamak istersiniz. Tıpkı çocuklarının sokağa çıkma yasağı süresini uzatan baskıcı ve çocuğunu aşırı derecede koruyan ebeyn gibi, onlara her “t” harfinin orta çizgisini ve her “i” harfinin noktasını koyma konusunda yardım etmeleri için fırsat yaratmayın. Her adımınız, yatırımcınızı doğru seçim yaptığına ve işlerinizi istediğiniz şekilde yürütmenize izin verdiğine inandırmalıdır.

Paradan daha fazlasına ihtiyacınız var…

Paranın başkalarına ‘vay canına’ dedirtmesi çok basittir. Paradan çok daha fazlasına ihtiyacınız olacak ve bazen de paraya hiç ihtiyacınız olmadığını göreceksiniz. Dürüst olup ihtiyaçlarınızı yatırımcınıza açıklayın ve ortaklarınızın hangi kaynakları ve kapıları sizin için açacağına ya da tüm bu kapıların hepsini açabilip açamayacağına karar verin. Gerçek ortak size sadece mali olarak destek sağlamak için değil aynı zamanda işinizin büyümesini hızlandıracak kaynaklarla yardımcı olmalıdır. Çünkü onlar işinizin başarılı olduğuna yardımcı olduklarından emin olmak için oradalar. Bu yüzden işinizin büyümesine yardım edebilmeleri için onlardan tam olarak ne istediğiniz konusunda net olun.

İmzalamadan önce çıkış planınızı belirleyin çünkü onların…

Tıpkı Hollywood’da zorla yapılan evlilikler gibi yatırımcıların çoğu sizinle yaşlanmak istemezler. Onlar işinizde ve tabii ki yüksek bir yatırım getirisinde büyük bir potansiyel görürler. Çoğu yatırımcının görüşü şu yöndedir; yatırım yapmadan önce tanımlanabilir bir çıkış yolu ve değeri olmalıdır. Birkaç yıl önce aldığım en iyi tavsiyelerden bir tanesi şuydu ki; işinizi satıp satmayacağınıza ya da gelecek nesilleriniz için aile içinde tutup tutmayacağınıza karar vermelisiniz ama her halükarda işinize onu satacakmış gibi davranmalısınız, çünkü bu sizi daha ilk günden ölçeklenebilir bir zihniyet sahibi yapar. Yatırımcı parasını aldığınızda ise durum biraz daha farklıdır. Satıp tamamen ilişiğinizi mi keseceksiniz, satıp takımda kalıp işinizi yürütmeye devam mı edeceksiniz, yoksa yatırımcınızın bütün hisselerini almak için yeteri miktarda para mı kazanacaksınız? Yatırımcınız bir hayır kurumu değildir, eninde sonunda bir şekilde nakit para isterler ve size ön protokolü uzatmadan önce bu kararı vermişlerdir. Anlaşma metnini almadan once kendi çıkış planınızı yapmalısınız.

 

Bu makale blog.growth.supply’da Felecia Hatcher tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir