Sadece Sen Olduğun İçin

Lisedeyken kafamda çok kurardım. İlerde ne olsam ne yapsam acaba hayatım ne yönde şekillenecek diye düşünürdüm sürekli. Hayat bazen pek bizim hayal ettiğimiz gibi gitmese de sonuçları iyikilerle sonuçlanabiliyor ve bunlar oluşturuyor aslında dönüm noktalarımızı.

Lisedeyken kafamda çok kurardım. İlerde ne olsam ne yapsam acaba hayatım ne yönde şekillenecek diye düşünürdüm sürekli. Hayat bazen pek bizim hayal ettiğimiz gibi gitmese de sonuçları iyikilerle sonuçlanabiliyor ve bunlar oluşturuyor aslında dönüm noktalarımızı.

Sorsanız ben işletme iktisat okumayacak siyasete atılacaktım, yazar olacaktım aynı zamanda konservatuvar okuyup oyuncu olacaktım. Kafamda her gün değişen mesleklerle üniversite sınavına girdim. Üniversitede yolum girişimcilik kulübüne düştü, etkinlikler konferanslar derken neden olmasın diye geçirdim içimden ki neden olmasın sorusu aslında girişimcilik için de önemliymiş, bunu sonradan fark ettim.

Baktığınız zaman birinci sınıf daha yeni bitmiş, ne yapsam etsem kafamda bir sürü soru var ve kendimi ifade etmede de biraz daha tecrübesizdim. Hoş şimdi ne kadar iyiyim o da tartışılır, zamanla öğreniyoruz her şeyi. Başvuru süreci başladı, ilk aşama açıklandı ikinci üçüncü de açıklandı derken beşinci aşamaya geldik: Skype mülakatı!

Hayatımda hiç mülakata girmemiştim, ne soracaklar nasıl soracaklar hiçbir fikrim yok durumla alakalı. Girişimcilere bakıyorum o süre zarfında, yeni startuplar neler, kimler neler yapmış, bu isimlerden hangileri ön plana çıkmış  vs liste oluşturdum kendime. Sonrasında o gün geldi, günlük hayatta çenesi durmayan ben, skype mülakatında far görmüş tavşanlarcasına şaşkın bir ifadeyle kameraya bakıyorum. Hayatımda o kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. İlk ve son oldu o zaten ve otokontrolümü sağlamayı öğrendim sonrasında. Tabi ben o kadar heyecanlanıp tutukluk yapınca mülakat çok da verimli geçmedi, kapattık görüşmeyi. İrem dedim, elendin kesin. Hatta onun kaydı falan varsa açıp izlenebilir, gelecek nesillere örnek olması açısından: Mülakatlarda nasıl davranmamalıyız?

Elendim tabi o sene ama bir dahaki sene yeniden başvurmayı kafama koymuştum. Bu sene de elenirsem diye ince bir sızı arada yokluyordu ama şş kendine güven nasılsan öyle davran heyecana gerek yok diye kendimi sakinleştirdim zaman zaman. Gel zaman git zaman sonuçlar açıklandı.

Birinin kızı, arkadaşı torunu vs olduğun için değil sadece sen olduğun için bir şeyleri başarma hissini bilirsiniz. O his, insanın varolan özgüveninin de artmasını sağlıyor.

Kendiniz olduğunuz, ekstra bir sjtrateji gütmediğiniz ve başka bir karaktere bürünmediğiniz zaman kazanıyorsunuz aslında, her anlamda. Gerçekten istediğiniz ve çabaladığınızda hayatınızın direksiyonunu elinize alarak istediğiniz yöne gitmekte özgürsünüz. Bu özgürlüğü oluştururken gerçekten hedefleri olan, dolu dolu sohbet edebileceğiniz dostluklar da hem kendinizi hem de çevrenizi geliştirmenize katkı sağlar.

Kişisel gelişim, öğrenme, sosyalleşme gibi kavramların sonu yok ve bu sonsuzlukta Girişimcilik Vakfı, sandığınızdan daha büyük bir destek. Kurduğunuz dostlukların sosyal boyutunu geçtim kariyer, kişisel gelişim anlamında da kendinizi geliştirebileceğiniz birçok fırsat sunuluyor önünüze, sonra da size bu fırsatları değerlendirmek düşüyor. Fırsatları değerlendirin!! 🙂

Umarım sizi de aramızda görürüz,

Görüşmek üzere!

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

Plastiksiz Yaşam Önerileri

Plastikler, tek kullanımlık ürünlerden dayanıklı tüketim ürünlerine kadar birçok farklı alanda hayatımıza dahil olmuş durumda. Günlük hayatımızı ne…

Okyanusu Aşmak

8 Nisan günü Zorlu PSM’de gerçekleşen, teması “Geçmiş ve Gelecek” olan TEDxBahçeşehir University’e katıldım. Bence açılış gösterisi, tüm konuşmalar ve ortam gayet güzeldi. Bu yazımda sizlere, bana en cesaret veren konuşmalardan birini aktaracağım.

Dezavantajı Avantaja Çevirme ve İkinci Şanslar

Tel Aviv’de gözlemlediğim en önemli noktalardan biri, girişimcilerin dezavantajı avantaja çevirebilme yetenekleriydi. Gezi sonrası bu ekosistemi birçok Fellow arkadaşım yazılarıyla sizlerle paylaştı. Bugün yazdıklarım bu gezi yazıları kadar öğretici olmasa da kotasını ilhamla doldurmuş bir yazı diyebiliriz.

Yola Çıkmak Mı Yolda Olmak Mı?

2016'nın ilk günlerinde 2015 yılındaki fotoğraflara bakarken buluyorum kendimi. Geçmiş 365 günün özetini yapıyorum kafamda: Kaçında mutluluktan uyuyamamışım, kaç kişinin derdini paylaşmışım, kaç kilometre yol kat etmişim, nelerden fedakarlık etmişim, ne kazanmışım... Bu yazının ana fikri de "Ne kazanmışım?" sorusunda başlıyor aslında.