Artık San Francisco’yla ilgili o kadar çeşitte yazı var ki ne değişik yazabilirim diye neredeyse 1 yıldır düşünüyorum. Defalarca aslında o “Silikon Vadisi” değil “Silisyum Vadisi”, Stanford var her yer 150+ IQ konseptindeki yazıları ben okumaktan gerçekten sıkıldım. Yazabileceğim her şey zaten yazılmıştı. Ben de farklı bir konsepten gitme kararı aldım ve ilgimi çeken ama kayda değmeyen birkaç şeyi toparlamak istedim, umarım keyifle okursunuz.🙂
Kafamda Girişimcilik Vakfı’na başvurmak vakıf açıldığı zamandan beri vardı ancak yaşım tutmadığı için içimde ukteydi. Girişimciliğe meyilli olan 1.sınıf üniversite öğrencisi olarak mail kutuma bir okul grubu vasıtasıyla “San Fransicso’da Girişimcilik Kampı” adında bir mail ulaştı. İlgimi çektiği için hemen okumaya başladım ve ben neden gitmiyorum dedim kendi kendime. Hemen programa başvurdum. Evet bu program Onward idi! Kabulümün gelmesinin ardından şirketin founderı olan Mert Can ile görüşme fırsatım oldu. İlginç bir tesadüf ile o da Girişimcilik Vakfı’nın ilk fellowlarındandı. Bu da şirkete ve kampa olan güvenimin daha da artmasını sağladı.
Gün geldi çattı artık Amerika’ya gitme zamanıydı. İlk defa yurtdışına gideceğim için çok heyecanlıydım. Ancak uçuşn 12.saatini tamamladığımız zaman diliminde acaba gelmese miydim ne gerek vardı diye kendimi sorgulamaya başlamıştım.
İstanbul’a Çok Benziyor
Havalimanından çıktığım anda aklıma ilk gelen şey “Beni Atatürk Havalimanından 12 saatte Sabiha Gökçen’e mi getirdiler acaba ya.” oldu. Şehrin İstanbul gibi çok tepeli bir yapıya sahip olması, şehir merkezi kabul edilen Union Square’de tarihi bir tramvay olması beni çok şaşırtmıştı. Hatta şehir temalı t-shirt ve polarların üstünde tramvay çizimleri mevcut. İki şehir de hem adalara hem de köprülere sahip. Bonus olarak San Francisco’nun Sausalito adlı yerleşkesi de aklıma çok Tarabya sahili getirmişti.
Mental Hastalık Oranı Çok Yüksek
Union Square’un tam ortasında ilginç bir şekilde mental hastalıklarla ilgili destek noktaları mevcuttu. Broşür dağıtımı da yapılıyordu. Ve etrafta çok fazla”deli”ye rastlayabiliyorsunuz. Her şey o kadar düzenli ki sanırım insanlar fazla düzenden depresyona meyilli hale geliyorlar.
Çok Fazla Evsiz Var
Evsiz oranı çok yüksek, aşağı yukarı her sokakta 2-3 tane evsize rastlıyabiliyorsunuz. En elit semtlerden birinde yaşıyor olsanız bile. Ve bu evsizlerin hepsi de deli. Bana biraz eski mühendislermiş gibi geldi.
Yemek Fiyatları Çok Pahalı
Bu durum benim bildiğim kadarıyla 2015 yazındaki Kaliforniya’daki su sıkıntısından kaynaklanıyordu. Canımız kiraz çekmişti bakalım marketten dedik 1 kilo kirazın 40 dolar olduğunu duyunca memleket aşkımız nüksetmişti.
Hava Çok Hızlı Değişiyor
Gündüz 21 dereceyi bulan hava sıcaklığı akşam 6’dan sonra birden 13 dereceye kadar düşüyor. Tedbirli giyinmekte fayda var. Bir sokakta çizmeleriyle dolaşan insanlar görürken diğer sokakta parmak arasıyla dolaşan insanlara rastlayabiliyorsunuz. Herkesin aklı karışık.
Şehre “Sağlıklı Yaşam” Trendi Hakim
Şehrin her yanında sağlıksız yemek bulabileceğiniz kadar sağlıklı yemek seçenekleri de mevcut. Şehir de spor yapmayana rast gelmedim. İş çıkış saatlerinde adeta maraton var sokakta, herkes koşuya çıkıyor. 40-50 yaşlarında teyzeler amcalar bile nasıl oluyorsa ben nefes nefese kalırken rahat rahat çıkıyolar o tepeleri.
Gece Eğlencesi Fazla Yok
Sanırım herkesin işine odaklanmasından ve çoğunluğun mühendis olmasından haftaiçi gece dolu mekan pek bulamıyorsunuz. Tabii “En çok ben eğlenicem!” mottosuyla yaşayan İstanbullularla yaşayınca çoğu yer biraz sönük kalıyor karşılaştırınca.
İnsanlar Çok Alçakgönüllü
Meet-up kültürü San Francisco’yu etkisini almış halde. Silikon Vadisinin kozmopolitliğini katıldığım meet-uplarda anlamıştım. Her ülkeden insana rastlıyorsunuz. Ve şaşırtıcı şeylerden biriyse bu meet-uplarda konuştuğunuz kişiler Facebook ya da Google çalışanı çıkabiliyor. Yanlarına gidip nasıl girdiklerini sorduğumda da her şeyi o kadar basit anlatıyorlardı ki çok ufacık bir süre Twitter çalışmaya başlayabileceğim düşüncesine kapılmıştım.
En kısa sürede hayallerinize kavulup San Franciso’yu gezmeniz dileklerimle…