Küçük işletmeler için bir logo yaratmak şirketin çocukluk çağında en önemli bölümlerden biridir. Profesyonel bir imaj, sizi diğer rakip şirketlerden ayrıştırarak yarışta uzun yol almanızı sağlar. Maalesef herkes yıldızlı bir grafik tasarımcısı değil. Logonu dışarı da yaptırsan tasarım şirketine ne istediğin hakkında rehberlik edecek bilgin olması lazım.
Logonu basit tut
Bu en önemli tavisyelerin başında gelmekle birlikte arkasından gelecek olan tavsiyelerin de temelini oluşturuyor. Karışık bir logo tasarımın sürdürülebilir olmasını engelleyeceği gibi müşterinle bağında da engel oluşturur. Logon seni muhtemel müşteri ve iş partnerlerine taşıyan en önemli asansördür. Bütün iş planını bir asansörde anlatamazsın aynı şey kurumsal logoda da geçerlidir.
İzleyicinin ilgisini çek
İyi bir logo izleyicinin ilgisini çeken ve eğlendiren her şeyden daha üstte olmalıdır. Tasarımın mesajı onlara heceleyerek okutacak kadar direkt olmamalı. Onlara logonun anlamını ve niyetini keşfetmek için fırsat verilmeli. Eğer insanlar logonun ipucunu veya gizli sembolizmini fark ederlerse, bu seninle izleyiciler arasında daha eğlenceli ve hatırlanır bir deneyim oluşmasına yardım eder.
Logonun kalıcılığı – Uzun vadeli düşün
Logonun yaşam süresi düşünmeye değer bir konudur. Geleceği görmek mümkün olmasa da, şirketinin 10-15 yıl sonrasını hayal etmek ve ne tür ürün ve hizmetler sunacağını düşünmek yararlı olur. En güçlü şirketler dahi logolarını tazelemek adına değişimler yapsa bile bu logoda yapılan ince nüanslar şeklinde olur. Çok nadir olarak logoyu yeniden tasarlamayı düşünürler.
Öte yandan bir logoyu radikal şekilde değiştirmek ters etkiler yaratabilir. En çok konuşulan güncellenmiş logolar arasında Buffalo Sabres logosu var.
- Yalınlık, logo tasarımında en önemli temel prensip olsa da bazı web tabanlı şirketler 3D, gradyent ve maskot ilüstrasyonları gibi karışık teknikler kullanırlar.
- Eğer ilk tavsiye olan yalınlığa dönecek olursak tarihteki en çok hatırlanan ve uzun süreli logolar tek renkten oluşan tasarımlardır.
Bu makale business.com‘da Russel Arsenault tarafından 2010’da yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.