İçeriğin gücü ve sosyal medya pazarlaması, işinizle ilgilenen kitle ve müşteri tabanınızı çok büyük oranda etkiler. Ancak bir görüşe sahip olmadan ya da herhangi bir tecrübeden yoksun halde bu işe başlamak oldukça zorlayıcı olabilir.
Sosyal medya pazarlamasının temel ilkelerini anlamak hayati önem taşır. Kaliteyi en üste çıkarmaktan, çevrimiçi giriş sayısını arttırmaya kadar uyacağınız bu 10 kural müşterilerinize, markanıza ve en önemlisi sizin ne istediğinize değer katacaktır.
Dinleme Kuralı
Sosyal medya ve içerik pazarlamasında başarı, daha çok dinleme ve daha az konuşmaktan geçer. Hedef kitlenizin online içeriklerini okuyun ve tartışmalara katılarak onlar için nelerin önemli olduğunu araştırın. Ancak o zaman gerekli içeriği yaratabilir, karşılıklı konuşmalar başlatabilir ve onların hayatlarına karmaşadan çok değer katabilirsiniz.
Odaklanma Kuralı
Tüm konularda bilgi sahibi olmak yerine bir konu üzerine yoğunlaşmak en iyisidir. Tam anlamıyla odaklanmış bir sosyal medya ve içerik pazarlama stratejisi, markaya oldukça güçlü bir değer katar ve başarılı olmasını sağlar. Bir diğer açıdan, tüm insanlar için her şeyin olabileceğini düşünen çok geniş yelpazedeki bir strateji, başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Kalite Kuralı
Şüphesiz nitelik, nicelikten her zaman daha önemlidir. Sizinle, içeriğiniz hakkında konuşan, paylaşan ve okuyan 1000 çevrimiçi bağlantı, sizinle ilk kez konuşup ardından yok olan 10000 bağlantıdan kesinlikle daha iyidir.
Sabır Kuralı
Sosyal medya ve içerik pazalarmasında başarı asla bir gecede gerçekleşmez. Olaya iyi açıdan bakmak mümkün olsa da, başarıya tam anlamıyla ulaşmak için sabırlı olmak ve emek vermek gerekir.
Birleştirme Kuralı
Eğer gerçekten göz alıcı, kaliteli bir içerik yayınlıyorsanız ve gerekli kalitede çevrimiçi takipçiye, kitleye sahipseniz bu kitle sizi kendi çevresi ve kitlesiyle Twitter, Facebook, Linkedln, bloglar gibi sosyal medya dünyasında paylaşacaktır.
Bu paylaşım ve tartışmalar, içeriklerinizi Google gibi arama motorlarında, anahtar sözcüklerin de yardımıyla daha kolay bulunur hale getirir. Bu yolla yüzlerce hatta binlerce yolla kişilerin sizi online olarak bulması, kolaylıkla sağlanabilir.
Etki Kuralı
İşiniz ya da piyasanız ile ilgili bilgiye sahip, kaliteli bir kitleyle teması olan, muhtemel şekilde ürünlerinize, servis ve işinize ilgi duyabilecek çevrimiçi etkileyici kişiler bulmak için zamanınızı harcayın. Bu insanlarla iletişime geçerek onlarla iyi ilişkiler kurmaya çalışın.
Eğer onların radarına girer ve güven verebilirseniz, bu ilgi çekici kaynak size birçok bilgiyi sağlayabilir, içeriğinizi kendi takipçileriyle paylaşabilir ve böylece işiniz ya da işletmeniz bir anda devasa bir kitlenin önüne çıkıp, kendini belli edebilir.
Değer Kuralı
Sosyal dünyada tüm zamanınızı geçirerek ürün ve servis pazarlıyorsanız, insanlar zamanla dinlemeyi bırakacaktır. Konuşmaya kesinlikle değer katmalısınız. Konuşmalar üzerinde değil ancak muhteşem bir içerik ve gelişen ilişkiler üzerine odaklanmalısınız. Böylece zamanla bu kişiler zamanla işletmeniz için “ağızdan ağıza yayılan pazarlamacılar’’ haline geleceklerdir.
Kabul Etme Kuralı
Kişisel olarak size ulaşmaya çalışan birini görmezden geldikten sonra, aynı kişiyi online olarak görmezden gelmeyin. Sosyal medya pazarlamasında en ama en önemli şey, iyi ilişkiler kurmaktır, o yüzden kim olursa olsun size ulaşan kişileri kabul etmeye çalışın.
Ulaşılabilirlik Kuralı
Yalnızca içeriğinizi paylaşıp ortadan yok olmayın. İzleyici kitleniz için her zaman vakit yaratın. Bu, düzenli olarak içerik paylaşmanız ve karşılıklı konuşmalara dahil olmanız demektir. Takipçileriniz doğal olarak acımasız olabilir ve birkaç hafta ya da birkaç ay ortadan yok olmanız durumunda sizi bir başka markayla değiştirmekte tereddüt etmeyebilir.
Karşılık Kuralı
Diğerlerinden sizin içeriğinizi paylaşmasını ve sizin hakkında konuşmasını, eğer siz de onlar için aynısını yapmıyorsanız bekleyemezsiniz. Yani, az da olsa zaman ayırıp sosyal medyada başkalarının içerikleri hakkında paylaşım yaparak odaklanmanız, içerikleri hakkında konuşmanız, sizin yararınıza olacaktır.
Bu yazı entrepreneur.com‘da Susan Gunelius tarafından yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.
