Üstünden iki aya yakın zaman geçmesine rağmen hala dün gibi aklımda. Neden mi bahsediyorum? Hatırlarsanız bir önceki yazımda vakıf içerisinde gerçekleşen bir çekilişi kazandığımdan bahsetmiştim. Çekiliş sonunda Elif İrem’ le ikimiz bu yıl ilk defa Berlin ayağının düzenlendiği NOAH Berlin etkinliğine katılma şansı yakaladık.
“NOAH ne ola ki?” dediğinizi duyar gibiyim. NOAH, Avrupa’ da gerçekleştirilen ve internet sektörünü ilgilendiren en büyük etkinliklerden biri. Amaç, Avrupa’ daki internet CEO’ larını, yöneticilerini ve yatırımcılarını bir araya getirerek büyük bir network ve yeni işbirlikleri oluşturmak. NOAH Advisors kurucusu ve CEO’su Marco Rodzynek’in açılış konuşmasında bahsettiği üzere biraz da “Avrupa vs ABD” gibi bir yaklaşımı da var NOAH’ nın.
7 yaşını dolduran NOAH, bu sene ilk defa Londra etkinliğinin yanı sıra Berlin’ de de bir etkinlik düzenledi. Londra etkinliğini daha çok kapital ve yatırım odaklı oluyor. Öte yandan Berlin’ deki etkinliğinin teması “Champions vs Challengers” dı. Sağlık, medya, eğitim, oyun gibi sektör devleri ile, onları yerlerinden etmeye, sektörü alt üst etmeye çalışan girişimciler karşı karşıya geldi.
Etkinlik iki gün boyunca devam etti. 10’dan fazla sektördeki Avrupa’ nın büyükleri sahneye çıktılar ve 10 dakikada bulundukları sektörü ve kendi işleyiş tarzlarını anlattılar. Sonrasında her sektörden 5’er tane girişim sahneye çıkarak, sektörde neleri değiştirdiklerinden bahsettiler.
Açılış konuşmalarında, etkinliğin organizatörlerinden Axel Springer’ in CEO’ su Dr. Mathias Döpfner’ in bir sözü çok dikkatimi çekti: “Başkası seni yemeden, kendini ye”. İş dünyasının her zaman alt üst edildiğine dikkat çeken Döpfner, eğer şirketler büyüklüklerine güvenip hantallaşırlarsa, bir startup’ ın onları yerlerinden rahatlıkla edebileceğine dikkat çekti.
Sigorta ve Finans meydan okuyucularından Kreditech CEO’ su Sebastian Diemer, 21. yüzyılın “petrolünün” veri olduğunu belirtti. Petrolün aksine verinin sınırsız olduğunun ve artan hızda büyüdüğünün altını çizdi.
İlk gün iki şey içime çok oturdu: Arianna Huffington’ ın konuşmasının bir kısmını kaçırmak ve Martin Varsavsky’ inin konuşması bitince yanına gitmemek. İlki etkinlik videolarından konuşmayı dinleyerek çözülecek türden bir durum. Fakat ikincisi ne yazık ki toy bir anıma denk geldi. Konuşmacıların beklediği alana geçmeyeyim, dışarıda nasıl olsa bulur, konuşurum diye düşündüm içimden, Martin’ in konuşmasından sonra. Ne mümkün! Katılımcıların yüzde 70’ i sürekli dışarıdalar ve yaklaşık 2000 kişi var. O kadar insanın arasından Martin’ e denk gelme olasılığım çok düşüktü ve nitekim karşılaşamadık.
Günün son oturumu Rocket Internet’ in CEO’ su Oliver Samwer söyleşisiydi. Bilmeyenler için Rocket Internet, ABD ve Çin haricindeki en büyük internet platformu olmayı amaçlayan, 30’ dan fazla internet şirketini bünyesinde barından bir şirketler grubu. Yatırımcısı oldukları Delivery Hero, Mayıs ayında Yemeksepeti’ ni satın almıştı hatırlarsanız. Böyle büyük bir girişimciyi canlı dinlemek büyük bir gururdu. Gelen sorulardan biri Oliver’ in yaratıcı olmadığı, yaptığı girişimlerin başka girişimlerin kopyaları olduğu üzerineydi. Oliver ise yaratıcı fikirlerden daha ziyade önemli olanın girişimleri hayata geçirmek ve onları hayatta tutmanın olduğunu dile getirdi. İnsanların yaratıcı fikirlere gereğinden fazla değer verdiğinden yakındı. Bana kalırsa haklı olduğu bir nokta var. Asıl zor olan bir fikirle ortaya çıkmak değil. O fikri hayata geçirebilecek kadar disiplinli olmak ve çalışmak zor olan.
İkinci gün en çok dikkatimi çeken konuşmalardan biri HAXLR8R adında bir donanım startupları hızlandırıcısının genel ortağı Benjamın Joffe’ nin konuşması oldu. Siz de şaşırmadınız mı? Donanım hızlandırıcısı… İlk defa karşılaştığım bir kavramdı startup dünyasında. Son girişimim olan sciRobot’ da donanım ağırlıklı gittiğimiz için klasik hızlandırıcılardan çok yakınıyoruz. Bizi gerçekten anlamıyorlar. İhtiyaçlarımızdan, süreçlerimizden bir haberler. Yazılım geliştirmekten çok farklı bir süreç donanım projesi geliştiriyor olmak, bana inanın. Bunca zaman yazılım geliştirmiş bir insan olarak, bir robotla ilk deneyimim oldukça fenaydı. Hata bulmak ve ayıklamak çooook zor. Günlerinizi ufacık bir probleme harcayabiliyorsunuz. Üstelik hiç bir şey kağıtta yazdığı gibi çalışmıyor. Motorlar dönmesi gerektiği kadar dönmüyor. Çünkü oyun alanınız gerçek dünya! Sanal dünyadaki gibi mükemmel kurallara sahip değil. Daha acımasız! Velhasıl, bizim dilimizi anlayan birilerini görmek, bulmak çok heyecan verici. Bu sefer Martin’ de yaptığım hayatı yapmayıp, konuşması biter bitmez Benjamın’ in yanına gittim. Projemizden bahsettim, kartını istedim. İnsan hatalarından ders çıkarmalı, değil mi?
Günün bombası ise Google eski CEO’ su ve şu anki icra kurulu başkanı Eric Schmidt’ in konuşmasıydı. Daha kitabını yeni okumuşken, karşımda kanlı canlı konuşmasını dinliyordum. Google’ ı bu günlerine getiren Larry ve Sergei’ den sonraki en önemli insan… NOAH Berlin benim için amacına ulaşmıştı. Daha ne isteyebilirdim ki?
Muhteşem geçen iki günümün özeti bu şekilde. Bu tarz etkinliklere katılıyor olmak çok değerli benim açımdan. Hiç fikrim dahi olmayan sektörlerin devleri ve girişimleri ile tanışma fırsatı yakaladım. İlk ağızdan tecrübelerini dinledim ve düşündüm. Kendimi koydum yerlerine bir çok kez, hayal ettim. Buddha’ nın da dediği gibi düşündüklerimizin sonucuysak, ne düşündüğümüz çok önemli.
Son olarak bana bu şansı tanıyan ve bir parçası olduğum için her gün mutlu olduğum vakfıma çok teşekkür ediyorum. Ayrıca etkinlik boyunca Elif’ le bizi yalnız bırakmayan, vakfımız Yönetim Kurulu’ ndan Yomi Bey’ e, Borsa İstanbul’ dan Recep Bey’ e ve Mekan.com’ dan Reyhan Hanım’ a çok teşekkür ederim.