Girişimcilik, Girişimcilik Vakfı, bu kelimeler benim hayatıma hızla ve beklenmedik bir şekilde girdi. Farklı hayallerle girdiğim ve henüz başında olduğum üniversite yaşantım geçirdiğim her vakitte bana yeni bir fırsat sundu, yeni opsiyonları anlamaya başladım. Her gün farklı bir fikirle, heyecanla ve belki de kararsızlıklarla uyandığım bu süreçte galiba hayatımı değiştiren en önemli faktörlerden oldu bu iki kelime. Peki nasıl?
Üniversiteye başladığımda açıkçası girişimcilik kavramı ile ilgili çok şey bilmiyordum. Sonradan anladım ki yaptığım çoğu şey ve bilimsel projem aslında “girişimcilik” ile ilgiliydi ve ben henüz farkına varamamıştım. Ardından üniversite hayatına birçok kulüp ve değişik vizyon kazandıracak aktivite ile başladım. Aktif üyesi olduğum ve daha sonra da koordinatörü olduğum IEEE ODTÜ’de konuşulan ama benim hakkımda çok şey bilmediğim bir konuydu girişimcilik. Etkinliklere katıla katıla,konuşa konuşa, ( ki burada inanıyorum ki çevreniz sizi asıl geliştiren etken, ve gerçekten ” your network is your net worth”) girişimcilik hakkında öğrenmeye başladım. Ben AR-GE ile uğraşmak istiyorum, ama işin yönetim kısmı da bir o kadar ilgimi çekiyor. Girişimcilik ise üretime, geliştirmeye ve yeni bakış açılarına imkan sağlıyor. Bir bebek gibi büyüttüğüm projemi girişimcilik bakış açısıyla ele alıp ileride yüksek teknolojiyİ baz alan bir start up kurma fikri, gerçekten ihtiyacım olan fikirdi. Bunu fark ettiğim gün anladım ki gerçekten aradığım şey buydu! Galiba şanslıyım ki çok genç yaşta ne aradığımı buldum! Peki gerçekten başarabilir miydim?
Hikayemin ikinci kısmı ise her gün iyi ki bu oluşumun içindeyim dediğim Girişimcilik Vakfı ile ilgili. Sosyal medyayı aktif kullandığını düşünen biri olarak girişimcilikle ilgili hesapları da sıkça takip ediyordum. Sina Afra’nın attığı Girvak ile ilgili tweet ile kalbim gerçekten hıphızlı atmaya başladı! Türkiye’de ve hatta dünyada girişimcilik ile ilgili bir vakıf kuruluyordu ve bu vakıf gençlere girişimcilik kültürünü tanıtacaktı! Heyecanım gittikçe katlandı ve yanılmıyorsam da başvuru açılır açılmaz başvurumu yaptım, ardından Romanya’ya bir sosyal sorumluluk projesinde çalışmaya gittim ve orada da ikinci aşama videomu çektim. Her adım gerçekten çok hızlı geçti, göz açıp kapayıncaya kadar ben mülakatlara kadar ilerledim, her aşamayı geçişimi sevinç çığlıkları atarak kutladım ( doğal olarak çevremdekiler de sevincime ortak oldu ). Erol Bilecik ile yaptığım mülakatta heyecandan ne yapacağımı bilemedim, şanslıydım ki beni gerçekten rahatlatan insanlar oradaydı ve güzel haberi aldım bir süre sonra, artık “fellowdum”!
Bu hayat değiştiren tecrübe her Fellow Up toplantımızda bana iyi ki dedirttirmeye devam etti, böyle devam edeceğine de eminim. 20 yaşında ve her gün gelecekle ilgili yeni fikirleri gözden geçiren biri olarak böylesine ilham verici girişimcilerden fikir almak ve beni anlayan diğer fellow arkadaşlarımla güncel konuları konuşmak hayal edebileceklerimin sınırsız olduğunu gösterdi. Google Israil’i ziyaret edeceğim, ondan bir süre sonra da Moskova’ya gideceğimi söyleseler galiba inanmazdım, şimdi inanıyorum gerçekten her şey mümkünmüş!
Evet, benim hikayem Girişimcilik Vakfı ailesi ile her geçen gün daha da hızlanarak, daha da büyük sürprizlerle daha da güzel daha da heyecanlı bir hal almaya başladı, ne olacağını bilmiyorum, galiba bu da hikayenin en hoş kısmı! Emin olduğum tek konu, ileride fark yaratacak biri olmaya attığım her adımda artık arkamda olan bir ailem daha olduğu! Eğer siz de hikayenize ilham, yeni fikirler güzel bir aile eklemek istiyorsanız başvurular 12 Haziran’a kadar devam ediyor! Her türlü sorunuz için bana [email protected] adresinden de ulaşabilirsiniz!
Selin AKPINAR
Fellow ’14