Tasarım Düşüncesi Üzerine

Girişimcilik Vakfı sayesinde katıldığımız workshoplardan biri de “Design Thinking’’ atölyesiydi. Tasarımcı düşünce olarak dilimize çevrilen “Design Thinking” pek çok farklı meslek gruplarına, konuya ve probleme hitap etmek ve çözüm üretmek konusunda yardımcı olan ve aşama aşama ilerleyen bir süreç olarak tanımlanabilir.

Workshop, adımızı ve özel bir yeteneğimizi (gerçekdışı- yada kendimizde olduğuna inandığımız) söyleyerek başladı. Herkesin adı ve özel gücü de tahtaya yazıldı. Daha sonraki aşamada herkes birden çok kağıt ve renkli kalemler alarak karışık bir şekilde eşleşerek birbirinin portresini çizdi. İki adet önemli kural vardı; ilk kural kağıda bakmak yasaktı yani gözlerini karşındaki kişinin gözlerinden asla ayıramıyordun, diğer kural ise kalemi kağıttan kaldırmak yasaktı. Portrenin altına ayrıca sormak istediğiniz soruyu yazarak karşımızdaki kişilere teslim ettik. Yaklaşık 5-6 kişi ile eşleştikten sonra aralarından bir portreyi seçmemiz istendi ve onu neden seçtiğimizi ve ve workshop bittikten sonra nasıl bir değişiklik istediğimizi açıkladık. Bunları da duvara yapıştırdıktan sonra “Design Thinking” hakkında genel bir bilgi verildi.

Üç kümenin birbirine geçmesiyle oluşan şemada ( sırasıyla “kaos’’ , “düzen” , “kontrol” ) girişimciliğin kaos ile düzen arasında kalan kısımda olduğundan bahsedildi. Düzen kümesindeki alan büyüdükçe sıkıntıların ortaya çıktığı çünkü yenilikçiliğin azaldığı belirtildi. İş hayatında da bu yöntemle fikir üretmek için kullanıldığından, İskandinavya’dan çıkmış olduğundan ve son 15 senede popülerleştiğinden konuşuldu. Her zaman bir iş birliğinin olması gerektiği ve hep pozitif, iyimser düşünmemiz gerektiğinden sorun ne kadar zor, karışık olsa da her şeyin çözülebilir olduğundan ve sorunların olduğu yerde devasa fırsatların olduğundan bahsedildi. Karmaşık problemlerin çözümünde farklı disiplinlerle bir arada çalışılması gerektiğinden konuşuldu. Her zaman daha iyi bir çözüme gitmek için kullanıcılarla test etmemiz gerektiğinden konuşuldu. Tasarımın insan için olduğu, her zaman sorunun odağındaki insanlarla iletişime geçilmesi gerektiği yani empatinin yapılması gerektiği belirtildi.

Design Thinking’in 5 aşaması vardı. Bunlar sırasıyla;

  1. Keşfet; Tasarım sorununuzun odağındaki insanlardan öğrenin.

– Empati, kendimizi problemin gerçekliğine daldırmamız, o problemi kafamıza takmamız gerekiyor. Kendimizi onların yerine koyup, durumu gözlemlememiz  ve deneyimlememiz gerekiyor.

  1. Yorumlama; Öğrendiklerinizi anlamlandırın.

– Keşfet adımının kaosundan çıktıktan sonra spesifik amaçlar belirlememiz gerekiyor. Sorular çıkarıp belirlememiz gerekiyor.

  1. Fikir Üretme; Beyin fırtınası yapın ve fikirleri değerlendirin.

-Farklı kriterlere göre istediğimiz çözümleri seçmeliyiz ve üzerinde çalışmalıyız.

  1. Test Et; Prototip yapın ve geri bildirim alın.

– Prototipleri denetle, Keşfet e geri dönebiliriz yada beğenip çözüme ulaşabiliriz.

  1. Geliştir; Strateji oluşturun, iş modeli gerçekleştirin.

-Beğenilen ve uygulanabilir fikirlerin iş modellerini geliştir.

Bu adımlar hakkında biraz daha bilgi aldıktan sonra gruplara ayrıldık. Kampüsteki tüketimi sürdürülebilir kılmak üzerine herkes kendi grubunda çalışmaya başladı. İlk 3 aşamanın üzerinde özelikle durduk. Daha sonra herkes grup grup sunum yaptı ve bulduğu çözümleri diğer gruplarla paylaştı.

Genel olarak keyifli geçen workshop tek günlük bir workshop olduğu için hem yoğun hem de yorucu geçti ama edindiğimiz bilgiler de birbirinden değerliydi. Bu yazımda bu bilgileri sizlere aktarmayı amaçladım.

Esen kalın!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*