Tembel Girişimciler! Bu Yazı Size!

İtiraf edin, bir işletme kurmak zorlu bir iştir. Yapmanız gereken milyon farklı şey vardır ve Nil nehri kadar uzun bir listenin içinden en önemlilerini seçmeniz gerekir. Bu bazen sizi deli ediyor değil mi? Siz bir işi bitirmeye görün, 10 tanesi daha gelir. 9-5 iş saatinden kurtulmak için girişimcilik yapma kararınızı sorgulamaya başlarsınız, özellikle de günde 12 saat çalışmaya başladığınızda. Bu noktada, yapmayı bildiğiniz tek şeyi yaparsınız; her şeyin bir anda kolaylaşacağı umuduna tutunarak diz çöker ve daha çok çalışırsınız. Ancak, bunun da işe yaramayacağını bilirsiniz. Neyse ki, girişimcilik sorunlarınızın çözümü düşündüğünüzden daha kolaydır– daha tembel bir girişimci olun.

 

Sizce neden en başarılı girişimciler en tembelleridir?

 

Toplum her zaman tembellere kaşlarını çatsa da, ben bunu her zaman bir yetenek olarak görmüşümdür. Tembel insanlar normalde en hevesli ve başarılı insanlardır. Bir düşünün, tembeller daha çok eğlenebilmek için verilen her hangi bir işe olabilecek en az zamanı ayırmak isteyen insanlardır.

Aşağıdaki senaryolardan hangisi daha az zaman harcamayı anlatıyor sizce?

  1. Bir müşteri size fatura istediği bir e-posta gönderiyor, ancak siz erteliyorsunuz. Bunu okumak için bir dakikanızı ayırıyorsunuz. Akşam yemeğinde beş dakikanızı bir cevap düşünerek harcıyorsunuz, sonraki gün yazarken ise tekrar okuyorsunuz.
  2. E-postanızı okuyor ve anında bir cevap gönderiyorsunuz.

 

İronik olarak, hangi seçenek tembel bir girişimci için daha az çaba gerektiriyor sizce? Hangi seçenek arkadaşlarınızla birer bardak bir şeyler yudumlamanıza ya da  iş endişesi olmadan ailenizle birlikte bir film izlemenize olanak sağlıyor?

Bu yüzden daha tembel bir girişimci olmanın zamanı geldi. Daha az çalışarak, daha verimli olmanın vakti geldi, daha da önemlisi en başında girişimci olmanızı sağlayan o özgürlüğü geri kazanmanın vakti geldi.

 

“İlerleme erken kalkmakla olmaz. İlerleme bir şeyleri yapmanın daha kolay arayan tembeller gibi başarılır.” – Robert A. Heinlein

 

Daha az çalışarak daha fazla şey yapmanın 5 yolu

 

Zaman yönetimi bir beceridir, ancak bunu ancak iyi bir nedeniniz olduğunda kullanırsınız. Özellikle de en uzun çalışma saatleri konusunda yarışan girişimcilere bakıldığında, uzun saatler boyunca çalışma tuzağına düşmek son derece kolaydır.

 

Verimlilik ve sonuçları tek amacınız olmalıdır, ne kadar uzun süre çalıştığınız değil. Bu nedenle, bu önerileri denemeye çalışmadan önce verimlilik düzeyinizi arttırarak daha az çalıştığınızdan emin olun. Aslında daha az saat çalışmak istemiyorsanız bu anlamsızdır. Eğer haftada 80-saat çalışmanın nispetini yaparak egonuzu şişiriyorsanız, yazıyı okumayı hemen bırakın.

 

Siz de benim gibiyseniz ve hak ettiğiniz özgürlük, zenginlik ve mutluluğu istiyorsanız, egonuzu aşağıdaki önerileri kullanarak törpüleyebilirsiniz.

  1. Gerçekten önemli olmayan işleri bırakın

 

Bunu yapmak en zor şeylerden biridir, ancak zamanınızı nasıl geçirdiğinizi ve bu zamandan ne gibi sonuçlar istediğinizi incelemeniz gerekir.

Varlığınızın %80’i çalışmanızın %20’sinden gelecek, bu nedenle israftan vazgeçin. Sadece size istediğiniz parayı getiren işlere odaklanın.

Bunu yapmak için, hedefleriniz ne olduğunu anlamanız gerekir.

Bir kurucu olarak, brüt karınızı mı yoksa net karınızı mı arttırmaya çalışıyorsunuz, yoksa sadece boş zamanınızı mı?

Hedefinizi seçtikten sonra, kendinizi takip ederek şuanda nerede durduğunuzu bilmeniz gerekir.

Hangi müşterilerinizle çalışmak çok karlı ve kolay? Bunları tespit ettikten sonra, karınızı ve zamanınızı yiyen diğer müşterilerinizle ilişkilerinizi acımasız bir şekilde bitirin.

“Hiçbir şey, hiç yapılmaması gereken bir şeyi daha verimli kılmaya çalışmak kadar verimsiz olamaz.” – Peter Drucker

 

  1. Her şeyi son dakikada yapın

 

Diyelim ki bir basın açıklaması yazmanız gerekiyor, ve sadece bir saatiniz var.

Zamanında tamamlayacağınıza iddiaya girerim.

Aynı zamanda, eğer bunu tamamlamak için 20 saatiniz olsaydı, 20 saatini de kullanırdınız diyorum.

Zamanınızı kullanmayacağınız gereksiz bilgiler toplayarak geçirirdiniz ve mükemmelliğe ulaşana kadar tekrar ve tekrar denerdiniz.

Bu olgu Parkinson’un “iş yapılması için var olan süre kadar uzar” kuralına dayanmaktadır.

Yani kendinizi işinizi son dakikada yapmaya zorlayın ve bitirmeden önce bir zaman sınırı belirleyerek bunu aşmayın.

 

  1. Kendinizi tıpkı bir köpek eğitir gibi eğitin.

 

Çalışırken bir bardak kahve almak ya da oyalanmak için her ara verdiğinizde, vücudunuza kötü alışkanlıklar kazandırdığınızın farkında mısınız?

Bu tür davranış da tıpkı köpeğinize oturmasını söyleyip, ölü taklidi yaptığında da ona şeker vermenize benzer.

Bu yüzden eğer konsantrasyonunuzu bozmak istemiyorsanız, kendinizi bir yavru köpek gibi eğitmelisiniz.

İşinizi bitirdiğinizde, ikramınızı alırsınız.

Bu, bir ara vererek kahve içmek istediğinizden size daha çok çalışmayı ve daha uzun süre konsantre olmayı öğretecektir.

Kulağa biraz garip gelse de, işe yarıyor.

 

  1. Anlamsız işlere enerji harcamayı bırakın.

 

Bir sabah uyandım, kahvaltı ettim daha sonra telefonumu aldım ve yeni bir canlı yayın uygulaması hakkında iki makale okudum.

Bu uygulamayı indirerek onunla biraz oynamama yol açtı.

Ben nasıl olduğunu anlamadan, bir saat geçmişti.

Bu size de hiç oldu mu?

Bence mutlaka olmuştur, bu yüzden böyle tuzaklardan kaçının ve tek bir amaca sahip olun.

Cidden, sadece tek bir amaç!

Bu, bir e-posta listesi oluşturma veya logo tasarımı olabilir, önemli olan konsantre olacağınız tek bir şey olmasıdır.

Bu, gün boyunca başka etkinlikler düşündüğünüzde veya yaptığınızda size bir referans noktası sağlayacaktır.

Siz bir girişimcisiniz; başarılı olmak sizin işiniz. Yani bir daha yeni bir makale, uygulama ya da sosyal medyada zaman geçirdiğinizde kendinize “bunun hayallerime ulaşmamda bana ne katkısı olacak?” diye sorun. Özgürlüğüme ulaşmama nasıl yardım edecek?

 

  1. Toplantılarınızı atlayın

 

Evet, doğru duydunuz.

Toplantılar zaman ve enerji kaybıdır. Kendinize yalan söylemeyi kesin

Gerçekten son ayarladığınız toplantıya gitmeniz gerekiyor mu?

Aynı veriyi e-posta yoluyla paylaşmak daha etkili olmaz mıydı?

Daha da iyisi, Basecamp gibi bir ekip işbirliği yazılımı kullanarak tüm o toplantıları bıraksanız nasıl olur?

Çoğu toplantılar önemli işlerden kaçmak için bir bahane ve oyalamacadır.

Bu yüzden toplantılarınızı yeniden düşünün.

Üretkenliğinize ve verimliliğinize katkı mı sağlıyorlar yoksa sizden bunları götürüyorlar mı?

 

Şimdi sıra sizde.

 

Hayatınızda daha özgür olmak için bir şirket kurdunuz.

Web siteniz, ilk müşteriniz ve ilk paranız için boşuna uğraşmadınız.

Her şey özgürlük içindi!

Bu yüzden, uzun ve yorucu saatler boyunca çalışmayı bırakın ve zeki çalışın.

Tembel ve verimli olmaya başlayarak zamanınızı sadece siz ve hedefleriniz için önemli olan şeylere harcayın.

Bu çalışma şeklinizi radikal bir şekilde değiştirmek için bir fırsat.

Gerçekten istediğiniz mutlu ve tatmin edici hayatı bugün yaşamaya başlayın.

 

Bu makale addicted2success.com’da Edward Noel tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*