The Founder: Ray Kroc vs. McDonald Kardeşler

 

Geçenlerde 2016 yapımı The Founder filmine denk geldim. İzlemesi gerçekten keyifli bir filmdi, koskoca McDonalds’ın tek bir dükkan ile başlayan serüvenini anlatıyor. Bilmeyenler için az da olsa hikayeyi anlatmak istiyorum- eğer filmi izlemeyi düşünüyorsanız bu kısmı pas geçin. Film tam bir girişimcilik filmi; gerek kardeşler gerek Kroc girişimcilik namına önemli dersler veriyorlar. Filmde büyüklü küçüklü not edilesi pek çok detay var.

 

Öncelikle şunu belirtelim, McDonalds ismi ve fikri direkt olarak McDonald kardeşlere ait(ti); adamlar burgeri hızlı hazırlayıp, pratik bir şekilde servis etmenin yolunu bulmuşlar. Böylelikle müşteri memnuniyetini sağlamayı başarmışlar ve müthiş bir kitleleri var. Kaliteden ödün vermemek için de işi tek dükkana sabitlemişler; büyük düşünmüyorlar. Olay Ray Kroc’un McDonald kardeşlerden bir burger yemesiyle başlıyor; ve şu an [spoiler] Google’a McDonalds yazarsanız- yan tarafta kurucu olarak Ray Kroc’un ismini göreceksiniz. İşte bu olay nasıl bu noktaya geliyor, arkaplanda neler dönüyor- bunları anlatıyor The Founder.

 

Filmin, girişim yolunda karşılaşabileceğimiz birçok farklı probleme ve duyguya değindiğini de belirtmek istiyorum: fikir, inovasyon, ortaklık, vizyon, tutku… Benim filmi izlerken etkilenip not ettiğim, “vay be adamlar bu yüzden başarmış” dediğim bir çok sahne vardı. Aşağıda bu sahneleri ve kendi adıma çıkardığım dersleri paylaşacağım:

 

  • Bir daha dene. Einstein’ın klasik “Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.” sözü vardır; müthiş bir söz. McDonald kardeşler, Ray Kroc McDonalds’ı franchise’laştırmak istediğini söylediğinde itiraz ediyorlar; daha önce denediklerini ve aynı kaliteyi yakalamanın imkansız olduğunu, yapılamayacağını vs belirtiyorlar. Bana kalırsa, pes etmek bu kadar kolay olmamalı. Geçmişte başaramamış olabilirsin; ama sorunu tespit edip yeni çözümler üretmek- her zaman ilk tercih olmalı. Bir girişimci zaman zaman hacıyatmaz olabilmeli; düştükçe kalkmak lazım.

 

  • Detay ve özen. Bunu pas geçemeyeceğim, ne kadar sükse yapan isim Kroc gibi 12gözükse de ben McDonald kardeşlere haklarını vermek istiyorum. Dick McDonald’ın ‘burger hazırlama odası’nı tebeşirle üşenmeyip tekrar tekrar çizmesi; çalışanların uyumunu en ince detayına kadar göz etmesi; ve de o ahenki yakaladığında elde ettiği tatmin… Gerçekten çok güzel bir sahneydi; normal bir insanın umursamadan “neyse iki santimden bir şey olmaz” diyeceği küçük detaylarla uğraşırken Dick McDonald’in tavrı ve ısrarı izlemeye değerdi. Bir fikrin varsa, onu en ince detayına kadar özenli bir biçimde ele almak her girişimcinin boynunun borcu- zaten bir girişimci başka türlü rahat uyuyamaz herhalde.

 

  • Durulma, yeni yollar ara. Güzel detaylardan biri de Ray Kroc’un her şey rayına oturduğunda, işler istediği gibi giderken dahi “tamamdır, bu böyle gider” dememesi. Kroc hala kafasına takılan problemleri bir şekilde giderme, iyiyi daha da iyileştirme derdindeydi. Mesela milkshake yapmak için gerekli olan buzluklar müthiş bir yer ve enerji kaybına sebep olduğu için; toz milkshake uygulamasına başlayısı riskli olduğu kadar etkileyiciydi de. 
  • Çevreni gözlemle. 1950’lerde anladığım kadarıyla fast-food mekanlarında yaşanan en büyük problem servisin çok geç olması, siparişin de sıklıkla yanlış getirilmesi. Ayrıca tepsi, tabak, çatal, bıçak bunların hepsini toparlamak ve temizlemek falan ise ayrı bir dert. Muhtemelen McDonald kardeşler bunu iyi gözlemleyebilmiş adamlar; McDonald’s’da tek çeşit ürün uygulaması olduğu için sipariş gayet hızlı ve hatasız servis ediliyor. Servis bir kese kağıdının içinde. Yemeğini bitiren, çöpünü atıyor- hiç bir problem yaşanmadan, iş gücüne gerek kalmadan olay çözülmüş oluyor. Zaten arkada, mutfak tarafında bahsettiğim gibi güçlü bir tasarım/fikir var; adamlar otomasyona bağlamış gibi çalışıyorlar. Sektördeki problemi saptayıp, problemi çözen bir tasarım yaratmak zaten çıkış noktası olsa gerek.

 

Bu arada filmi izlemediyseniz muhakkak izleyin. Ray taraftarı mı olacaksınız; McDonald kardeşleri mi tutacaksınız merak ediyorum.

Ray Kroc: “I was an overnight success alright, but 30 years is a long, long night.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*