Sosyal medya ve modern teknoloji çağında odaklanma kabiliyetimizi yitirdik. Birçok insan kendinde hiperaktif bozukluk olduğunu söylemekten hoşlanıyor, bu sayı giderek yükselirken böylesine dağınık görünmek için de herhangi bir teşhis koymaya gerek yok.
Hiperaktif bozukluk veya benzer bir hastalık olsun sen çevrene zarar verirsin ve bu senin suçun değildir. Hayatımız artık dikkat dağıtıcılarla dolu. Bir fikre tam anlamıyla odaklanabilmek giderek daha nadir bir durum haline geliyor.
HP Ceo’su Meg Whitman’a göre, biz artık fikir ekonomisi içerisinde yaşıyoruz. İşlenmiş ürünler bir zamanlar ekonomiye yön veren araçlarken fikirler şu an ticari ürün niteliğinde. Artık, pazar ihtiyaçlarını karşılayabilme kapasiten varsa ve fikirleri hızlıca gerçeğe dönüştürebiliyorsan başarılı olabilirsin.
Hayatımızı kolaylaştıran ve konforunu artıran teknolojiye daha derinden baktığımızda dikkatimizi dağıtan girdileri duymazdan gelme kabiliyetsizliğimizin arttığı, mental enerjimizi tükettiği, odağımızı dağıttığı ve entelektüel verimliliğimizi düşürdüğünü görüyoruz.
Üretken olmak için daha çok araca sahipken bunu başarmak için daha az berraklığa sahibiz. Etrafımızda tükettiğimiz her şey mükemmel biçimde tekrar ve daha fazla tüketmemiz için tasarlanmış durumda. Kullandığımız teknolojileri tasarlayan pek çok ekip var ve onların tek işi bizim nasıl klikleyeceğimizi, paylaşacağımızı, izleyeceğimizi, tüketeceğimizi ve son olarak dönüştüreceğimizi çözmek.
Etrafımızdaki araçlara daha çok çekiliyorken biz kendimize başa çıkabileceğimizden daha fazla temas noktası oluşturuyoruz. Ben bunu saydım. Belirli bir zaman diliminde benimle iletişime geçmek için tam 12 tane yol var. Birkaç e-posta adresinin yanında, sosyal medya hesapları, uygulamalar ve normal cep telefonum. Dünyaya beni rahatsız etmesi için sınırsız erişim imkanı veriyorum.
Başka bir şansımız yok!
Dikkat dağıtıcı, “Dikkatini şu an buraya yönelt diyen bir uyarıdır ve bu tehlikeli olabilir.” diyor İşte beynin adlı kitabın yazarı David York. Beynin reaksiyonu otomatiktir- basitçe durdurulamaz.
Dikkat dağıtıcıların üstesinden gelmek için kurşun geçirmez olman lazım. Süper insan. İrade gücü yeterli değil. Kendini kontrol etme çabası faydasızdır, kendini savunma ve sonunda deliye dönmek normaldir. Aynı zamanda kendimizi sürekli olarak kandırırız. Kendimize “Bu sefer farklı olacak” diye söz veririz ve bu işe dört elle sarılırız ta ki son iki saatimizi Facebook’ta geçirdiğimizi fark edene kadar.
Dikkat dağıtıcılarla başa çıkmak iradeyle alakalı değildir. Daha fazla kurnazlığa sahip olman lazım.
İşin sırrı daha fazla irade gücü bulmak ve daha üretken olmaktır. Uzunca bir süre sadece tek bir şeye odaklanmayı öğrenebilirsen % 99 oranında akranlarına ve çevrendeki insanlara üstün gelebilirsin. Sadece dikkatini bir şey üzerine odaklamaya devam et. Çok önemli bir görev veya amaç.
21’inci yüzyılın süpergücü derin odaklanma. Eğer bunu kuşanırsan, pek çok kişinin sahip olmadığı bir güce kavuşacaksın.
Odaklanma öğrenilen bir yetenektir. Güçlü alışkanlıklar elde etmek için yeteneklerini geliştirmek seni güçlü kılar. Kendini bu konuda eğitmelisin. Çünkü odaklanma gibi dikkat dağıtma da bir kastır. Onu ne kadar esnetirsen o kadar rahat kullanırsın.
Burada günlük hayatında odaklanma çalışmaları yapmak için 3 hızlı yöntem bulacaksın:
1. Sabah ilk 20 dakika cep telefonu yok
Gününü internetin kara deliğine dalarak, anlamsız dedikodularla veya önemli işlerle başlatmaktansa – ilk 20 dakikayı kendine ayır. Uyan, kendi düşüncelerinin günü biçimlendirmesine izin ver, Kişisel olarak, meditasyon öneririm. Bu sadece duşta kendine zaman ayrımak veya bir kahve içmek de olabilir.
Başkasının ajandasında veya ekranında yazanların dikkatini dağıtmasına izin vermeden düşüncelerini şekillendir. Teknoloji alternatifleri kendi için eler. Bu seni içine çektiğinde çıkman zor olur.
2. Teknolosiz Pazar Günleri
Haftada bir gün kendini dikkat dağıtıcılardan uzaklaştır. Ne yapmayı seçtiğin tamamen sana bağlı. Amaç, herhangi bir tatmine ihtiyacı olmayan kasları yeniden canlandırmak. Neye odaklanacağın ve neyi göz ardı edeceğin hayat kaliteni belirleyecektir. Kim olduğun ve ne hissettiğin neye odaklandığındır. Sürekli teknolojik etkilere bağlıysan hayatı başka bir perspektiften nasıl görebilirsin?
Boş zamanların olmadan fikirlerini nasıl dünyadakilerden ayırabilirsin?
Geçen ay kitabımın ilk cildini yazmak için Yunanistan’a gittim ve üç gün internetten uzak kaldım. Ürettiğim iş hacmi gerçekten etkileyiciydi. (40.000 kelime) Fikirlerimin kalitesinden çok etkilendim.
Derin İşler’in yazarı Cal Newport’un dediği gibi, “Bilgi işi montaj değildir, bilgiden çıkan değerler meşguliyetin bir ihtimalidir, onun destekçisi değil”. İnternet olmaksızın, daha derin odaklanabiliyor ve dikkat dağıtıcıların engellediği daha uzun araştırmalar yapabiliyorum.
3. İş öncesi veya sonrasında interneti kullanma
Wifi ve 4,5 G ile çevrili bir evrende yaşamamız her zaman internete bağlı olmamız anlamına gelmez. Bir örnek vereyim. Kitabımın ilk cildi 1 Mayıs’ta çıkıyor. Her sabah ofise gitmeden önce, bir kaç saat yazmaya ayırırım ve yazmaya başladığımda interneti kapatırım.
Tam tersini denedim ve işe yaramadı. Birkaç e-posta kontrol edeceğim düşüncesi, bir tavşan deliğine dönüşen binlerce klikle sonuçlanır. Hangi nedenle olursa olsun, beynimiz yenilikler için can atar.
Kitap yazmıyor olman benim deneyimlerimden bir şeyler çıkaramayacağın anlamına gelmez. Derin işler yapmak yoğun konsantrasyon gerektirir ve basit bir “İnterneti Kapat” kliği sembolik bir hareketten güçlü bir alışkanlığa dönüşebilir.
Senin konsantre olma kabiliyetini artırman bunun için ne kadar çalıştığınla alakalıdır. Eğer 21’inci yüzyılda dimdik ayakta durmak ve alanını domine etmeyi düşünüyorsan, derin odaklanmayı nasıl geliştireceğini öğrenmelisin.
Bu makale entrepreneur.com‘da Daniel DiPiazza tarafından 2016’da yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.
