VC’nizden Paradan Daha Fazlasını Nasıl Alabilirsiniz?

Risk sermayedarları ve portföy şirketleri arasındaki ilişki aşağı yukarı son 5 yıl içerisinde çok fazla değişti. Tabii hala aynı kalan yönleri de var. Risk sermayedarları sermaye sağlar ve karşılığında önemli miktarda hisse ve çoğunlukla yönetim kurulunda bir koltuk alırlar.

 

Ancak, kurulum aşamalarının daha şeffaf olmaları ve yeni sermaye kaynaklarının ortaya çıkması ile birlikte girişimciler sermayedarlarından sadece paradan daha fazlasını bekler oldular.

 

Şu anda sahip olduğum girişim henüz fikir aşamasındayken — risk sermayesi destekli şirketlerin ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda işin uzmanlarıyla tanışmalarını sağlayan özel bir ağ— merak ettiğim şey, kaç tane risk sermayedarının girişime paradan daha fazlasını kattığıydı. Gayri resmi şekilde 100 kadar destekçi ile anket yaptıktan sonra büyük çoğunlukta ortaya çıkan ortak cevap “para iyi ama başka faydası yok” oldu.

 

Açık olmak gerekirse, risk sermayedarları başka konularda yardımcı olmak zorunda değiller. Eğer risk sermayedarlarınızın işi yönetmenize yardım etmesini bekleyen bir kurucuysanız, yanlış işi yapıyorsunuz demektir. Tüm kuruculara genel tavsiyem, yatırımcılardan aldığınız para için minnettar olun ve olur da her hangi bir konuda yardım ederlerse bunu hoş bir sürpriz olarak karşılayın. Yine de, fonlama dünyası değiştikçe risk sermayedarları işe sadece paradan daha fazlasını katabilirler ve katmalıdırlar. Neticede, bir tavsiye ya da endüstriyel bir bağlantı, girişime ihtiyacı olan ivmeyi kazandırabilir ve yatırımcının elde edeceği karı artırır.

 

İyi haber şu ki risk sermayedarları işlerin artık değiştiğini anladılar ve bu yüzden her firma, yakın zamanda bir risk sermayedarının platform başkanının ne iş yapması gerektiğini bilmediğini itiraf etmesine rağmen, “Platform Başkanı” ya da “ Topluluk Müdürü” alıyor.

 

Risk sermayedarınız sizin işinize yardımcı olsun ya da olmasın, her akıllı girişimci risk sermayedarı ile ilişkilerini maksimize edebilmelidir. Bu süreç çek daha bankaya gitmeden başlamalıdır. Risk sermayedarları ile görüşürken, başarı şansınızı maksimize edebilmek için onları hem içeride hem de dışarıda anlamalısınız. Fakat bu bilgi aynı zamanda daha sonra birlikte çalışma ihtimalinize karşı, size nasıl yardımcı olabileceklerine karar vermenize de yardımcı olmalıdır.

 

Geçmiş yatırımları ile ilgili nitelikli bir araştırma yapın ve eski ortakları ile aralarındaki ilişkiler hakkında bilgi edinin. İşe alma konusunda yardımcı olmuşlar mı? İşi geliştirmenize yardımcı olacak anlaşmalar yapabileceğiniz iş bağlantıları var mı ve bu bağlantılar konusunda gerçekten yardımcı olabiliyor mu? Her şirketin geçirdiği zor zamanlarda erişilebilirliği ne durumda? Gerçekten iş yönetimi ile ilgili masaya koyabilecekleri bir bilgisi var mı? Bir anlaşma yaparken, anlaşmanın şartlarını görüşmek tabii ki önemlidir fakat aynı zamanda ilişkinin nasıl yürüyeceğini belirlemek de önemlidir.

 

Bir kere yürüyen bir ilişki kurduktan ve anlaşmayı yaptıktan sonra en kısa sürede ortaklığınıza katabilecekleri değerler hakkında konuşmak için bir toplantı ayarlayın. Genel kurul görevleri dışında odaklandığım alanlar genellikle iş gelişimi, işe alma ve eğitme oluyor. Çok erken safhadaki şirketler için, onların alanında çalışmanıza izin vermek ya da bazı arka ofis kaynaklarından faydalanmanızı sağlamak gibi yatırımcıların size para kazandırabileceği yollar olabilir.

 

Nihayetinde, şirketinizin lideri olarak, yatırımcılarınızdan fayda sağlamak aynı çalışanlarınızdan fayda sağlamak gibi sizin görevinizdir. Yatırımcılarınızla, onların portföyündeki tek şirket siz olmadığınızı bilerek buna uygun bir çalışma düzeni kurun. Girişim sermayedarlarının etrafında onlardan sürekli para ya da toplantı isteyenler ya da birileriyle tanıştırılmak isteyenler olduğu için isteklerinizi mümkün olduğunca kesin ve net hale getirin.

 

Son olarak — ve muhtemelen bu konuyla açılış yapmam gerekirdi — bir ortaklıktan fayda sağlamanın en iyi yolu, anlaşmanın sizin üzerinize düşen kısmını gerçekleştirmenizdir. Mümkün olan en kısa sürede, yatırımcılarınız ile birbirinize güvendiğiniz bir noktaya gelmelisiniz. Hem iyi hem de kötü bilgileri rahatlıkla paylaşabilmelisiniz; iyi yatırımcılar her iki durumda da faydalı olacaktır.

 

Kurul toplantılarının ötesinde, gelişmeleri anahtar yatırımcılar ile düzenli olarak paylaşmak çok önemlidir. Düzenli bir takvim disiplinli olduğunuzu ve sadece iyi haberler geldiğinde değil her zaman paylaşımcı olduğunuzu gösterir. İyi portföy şirketlerinin anahtar performans göstergelerini ve onları nasıl temsil ettiklerini yatırımcılarına gösteren gerçekten temiz raporlama panoları vardır.

 

Amatör girişimciler taban rakamlar olmadan sadece yüzdeleri gösteren kümülatif grafikler kullanırlar ve bunlar tarihi bakış açısı gibi şeyler sunmazlar. Yatırımcılarınıza istedikleri bilgi ve aradıkları iş ilişkisi bazında sizden neler istediklerini sorun. Beklentileri mantıklı olduğu sürece onları karşılamalısınız ve sonucunda kendinizi yatırım yapmayı sevdikleri bir kurucu konumuna getirmelisiniz.

 

Bahsettiğim gibi, girişim sermayedarları ile onlardan para dışında faydalar sağlayabileceğinizi varsayarak bu şekilde bir ilişki kurmak ihtiyatlı bir davranıştır. İlişkiden sağlayabileceğiniz maksimum faydayı sağlayabilmek için onlarla birlikte çalışmalısınız. Ve eğer onlarla birlikte çalışamıyorsanız bir şekilde sorunların etrafından dolaşmaya çalışın. Bir CEO olarak, anlaşmada size düşen sorumlulukları yerine getirmeli ve onların yardımı olmadan ihtiyacınız olan kaynaklara erişim sağlamalı ve bu erişimi korumalısınız. Fakat zekiyseniz, bu ekstra faydayı girişim sermayedarınızla olan ilişkinizden sağlayabilirsiniz.

 

 

Bu makale techcrunch.com’da Chase Garbarino tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*