Ben Vakıf’a girmeden (çünkü bahsedeceğim videoyu Vakıf’a giriş için gerekli olan 2.aşama motivasyon videosu hazırlamam gereken bir zamanda keşfetmiştim) ve Vakıf’a girdikten sonra her canım sıkıldığında, her boş vaktim olduğunda bu videoyu izlerdim. Beni her zaman düşünmeye yönlendiren bir video olmuştur. Tolunay Tosun’un motivasyon videosundan söz ediyorum.
Evrenin bizi sanki evlerimize yani içsel dünyamıza dönmeye, yeteneklerimizi, kim olduğumuzu, ne yapabiliriz’i düşünmeye teşvik ettiği bu zamanda sen ne yapıyorsun? Tolunay’ın videosunda da dediği gibi: “Gözlerinin önünde uçuruma doğru yürümeye başlamış bir dünya varsa ve o bunun farkında bile değilse, sen harekete geçmek zorundasın.”
Unuttuklarımız, yalnız bıraktıklarımız, yabancılaştıklarımız, kavgalarımız, tavırlarımız, katlettiklerimiz…
Ya başka bir dünya mümkünse?
“Kim olduğumuzu, ne kadar çok olduğumuzu, ne kadar aynı olduğumuzu hatırlamak, elimizi uzatmak ve yaralarımızı sarmak. Dünyayı bizden sonra gelecekler için de yaşanabilir kılmak.” Bunlar Tolunay’ın sözleri, onun motivasyonu ama ben hep ilham aldığım o videonun neredeyse her kelimesini buraya yazmak istedim.
Birkaç şey ekleyeceğim: Dünya anlayamadığı, elinin kolunun bağlı olduğu bir süreçten geçiyor. Kısa zamanda tedavi bulmaya, bu kaosu anlamaya, anlamlandırmaya hatta hastalığı sınıflandırmaya, önlem almaya hızla yayılan problemin önüne geçmeye çalışıyor. Birimler, örgütler, devletler, STK’lar, firmalar…
İnsanoğlu tüm gücüyle bir tek virüse karşı çözüm üretmeye çalışıyor. Bazen girişimler de böyledir, hızla bir problem yayılır. Her şey üst üste gelebilir ve elinizin kolunuzun bağlandığını hissedebilirsiniz. Benim de geçen hafta yaşadığım şey gibi.
İnsanlık birbirine destek olmaya çalışıyor ve yeri geliyor aslında ne kadar bencil olduğunu da gösteriyor. Peki bunun girişimcilikle ne ilgisi var diyebilirsiniz…
Hazır okul ve iş yokken ben bu dünya için iyi ne yapabilirim? Onu düşündüm. Sizi farklı bir noktadan bakmaya davet ediyorum.
Sorunsuz işleyen bir sistemin en ufak bölgesinde oluşan bir arıza tüm sisteme duruş verebilir. Bu sıkıntıyı eğer bir işletmeyseniz örneğin kestirimci bakımla ön görebilirsiniz. Aksi takdirde makine durduğu an maddi kayıp yaşamak kaçınılmaz olacaktır. (Beraberinde ürün zamanında çıkmadığı için müşteri kaybı gibi sorunlar da yaşayabilirsiniz.)
Sistem büyüdükçe ve büyüyen sistem durdukça kayıp artacaktır. Dünyada şu an olduğu gibi. Dünya işleyen günlük rutininden çıktı. Ekonomi, sağlık, eğitim, eğlence ve turizm sektörü dahil her şey durdu.
Peki ya şimdi? O fabrikadaki sistem gibi dünyaya da acil müdahale gerekiyor. Ben de bu karantina günleri sırasında kendimi izole ettim ve yarım bıraktığım işe giriştim. Ortaya harika şeyler çıkıyor. Aynı benim gibi bazıları da okuyamadığı kitabı okuyor, izleyemediği filmi izliyor. Göller ve hava temizleniyor. Bir şey kötüyken başka bir şey iyileşiyor. Bir çok teori dolanıyor ortalıkta, “Dünya kendi kendini mi yeniliyor” diye. Evren sert bir yanıt mı veriyor yoksa?
Benim burada anlatacağım nacizane deneyimim ise fırsattan istifade hayata geçirmeye çalıştığım girişimimle alakalı. Next 2020 kapsamında yaptığım projeyi ve başımdan geçenleri ufaktan sizlerle paylaşacağım.
Dediler ki bir girişimci kolay yetişmiyor!
Başta finansal analiz, müşteri, yatırım, kaynak sanıyordum beni aşağı çekecek şeyleri. Hayır; ben daha ilk aşamada, girişimimin üzerine balyoz yedim. Ekibi kurdum, ilk adımı attık derken 6.8 şiddetinde depremle sallandı Elazığ. Yetmedi 5.1, o da yetmedi bir daha 5.1 ile sallandı. Tabii bu arada olmaya devam eden 73738833 zilyon artçı depremi saymıyorum.
Girişimler sadece bilgi birikimi ve maddi yetersizlikten dolayı batmıyormuş. Onu da öğrenmiş oldum. İyi kalpli lider olma çalışmalarıma devam ederken bir de baktım ki ekibim depremden sonra toparlayamadı ve beni de beraberinde aşağı kaydırdı.
Onları ve kendimi defalarca motive etmeme rağmen bir türlü ilerleyemiyorduk. Sıkıntıların, işlerin güçlerin ardı arkası kesilmiyordu ve girişim için vakit ayıramıyorduk. Ta ki COVID-19 başlayana dek. Ani bir kararla ekip lideri olmam dolayısı ile ekibi revize ettim. Hızla çalışmalara başladık. Ekibe dinamik mi dinamik ekip arkadaşı aldım. İlerliyoruz, girişim elle tutulur olmaya başladı derken bir ekip arkadaşıma neredeyse 2 gün ulaşamadım.
Bu beni yıktı. Yolda kalmış hissi en zoruydu. Onun yardımına ihtiyacım olan çok kilit noktalar vardı. Kendisinin aile yakını ve çocukluk arkadaşını trafik kazasında kaybettiğini üstüne üstlük COVİD 19 yüzünden ciddi yatırım yaptıkları ve marka değeri olan birçok işletmelerinin batmak üzere olduğunu öğrendim.
Hızlı bir kararla ekibe 3. bir kişi aldım. Kendisi zaten yolun en başında fikir yarışmasının başvuru sürecinde görüştüğüm ve kritik bir noktada hata yaparak ekibe almadığım biriydi. Bizi hızlıca bir üst seviyeye taşıdı ve taşlar yerine oturdu. Sonra internet sitesi kurulumu, uygulama, müşteri görüşmeleri el afişleri, animasyonlar…
Hala hazırlıklara devam ediyoruz. Bu fikir olur veya olmaz, bunu henüz bilemiyoruz. Ama artık oturmuş olan ekibe, fikre ve yaşadığımız tüm zorluklara rağmen ortaya çıkan şeye güveniyorum.
Peki ya siz?
Evinizde oturacağınız belki de haftalar var daha. Gelecekte de var olmasını dilediğimiz yaşam, insanlık ve dünya için ne yapacaksınız? Aklınıza gelen bir fikir için şu an attığınız bir adım belki de dünyayı daha iyi bir yer yapacak. Lütfen sonsuz kaynak olan elinizin altındaki Google Amcaya (Üniversitedeki Cebeli Özek hocam ona hep Google Amca derdi. Değerli hocam bu yazımı olur da okursa kendisine saygılarımı iletiyorum) bir şeyler sorun ve bir şeyler üretin. Google bile elini yıkıyor aman diyeyim, siz de yıkamayı unutmayın.
Haydi Tolunay ile yazıyı kapatayım: Gözlerinin önünde uçuruma yürüyen bu dünya için söyle girişimci ne yapacaksın?
Gözde Nebahat Genç
Makine Mühendisi
Fellow’19