Virgin Atlantic’s Business bugün LA’ye harika iş fikirlerinin küresel seviyede nasıl başarılı olduğunu araştırmak için inen bir maceralar serisi. Peki, girişimciler daha ilk günden küresel bir şekilde düşünmeyi nasıl başarır?
Ben bunu neden düşünmedim?
Bu dört kelime “kolay” fikirlerin ruhunu yansıtır. Eğer kolay bir fikre ilk elden şahit olduysanız -tüketici olarak ya da pasif bir gözlemci olarak- muhtemelen bir kıskançlık krizine kapılmışsınız demektir.
Korkacak bir şey yok. İlham perisi her an gelebilir, bu yüzden kolay iş fikirlerini oluşturan kişiler bunu 3 temel prensipte yaparlar:
- Arz ve talep
- Var olan bir sorunu çözmek
- Trendleri daha oluşmadan tahmin etmek
Tüm iyi iş fikirlerinin bu üç prensipten türetildiğini söylemek doğru olmaz ancak çoğu böyle oluşuyor.
Diğer bir iyi haber, her iyi iş fikri deneyimli ve başarılı iş adamları tarafından ortaya atılmıyor. Genel bir soruna çözüm bularak iyi iş fikirlerini ortaya koyan girişimciler genellikle ilk kez girişimde bulunanlar oluyor. Sıfırdan zirveye ulaşan girişimcilerin başarı öykülerini kim bilir kaç kez duyduk?
Çığır açan ve nesilden nesile aktarılan fikirler genellikle en basit fikirlerdir. Mütevazı başlangıçlar, tüm dünyanın övgüsünü alan girişimcilik hikayelerine dönüşebilir, bu da asıl soruyu ortaya atıyor: Bir iş fikrini kolay ve uygulanabilir yapan nedir?
Arz ve Talep
Bu ekonominin en temel prensibidir ve tarih boyunca işletmelerin ve tabii ki onları başlatan fikirlerin başarılı olmasını sağlamıştır.
İnsanlar bir ürün ya da hizmete ihtiyaç duyuyor mu, onu istiyorlar mı? Eğer öyleyse, sizin bu ürün ya da hizmeti ihtiyaç duyulduğu kadar tedarik etme kabiliyetiniz var mı?
Bakınız: LA’nin yeni nesil eğlence girişimcileriyle tanışmak
Unutmayın ki insanların sunduğunuz ürün ya da hizmet karşılığında ödeme yapmaya gönüllü olması gerekiyor, aksi takdirde nasıl para kazanacaksınız?
İşte asıl mesele, sahip olduğunuz iş fikri size bireysel olarak çok iyi bir fikirmiş gibi gelebilir, ancak resmin tümüne baktığınızda bu fikri sizin bulduğunuz kadar iyi bulan ve sizi bu konuda teşvik eden kişiler yoksa etrafınızda o zaman bu fikir hayal ettiğiniz kadar iyi olmayabilir.
Var Olan Bir Sorunu Çözmek
Var olan bir soruna uygun maliyetli ve uzun vadeli bir çözüm getirmek kolay iş fikrinin tanımıdır. Eğer bir ürün ya da hizmetle ilgili sızlanmaları duyduysanız, olaya farklı bir açıdan bakın. Bunu nasıl geliştirebilirsiniz? Eğer sorunu ortadan kaldıran ya da etkili bir çözüm bulan bir fikir geldiyse aklınıza, o zaman bu işe girebilirsiniz.
Bunun en güzel örneği Uber’dir. Bu iş, ehliyeti, arabası, boş zamanı ve para kazanma isteği olan kişilerle seyahat etmek için alternatif bir taşıt bulamayan müşterileri bir araya getiren bir sistem. Sorun: Gidilmek istenen yere toplu taşıma aracı olmaması ve taksilerin de çok pahalı olması.
Çözüm: Serbest bir şoförler ağı kurmak ve müşterilerle bir araya getirmek
Uber elbette pek çok sorunla karşılaşmıştır ancak bu klasik “ben bunu neden düşünmedim” dedirten bir örnektir.
Trendleri Daha Oluşmadan Tahmin Etmek
Bu düşünce aslında olduğundan daha karışık geliyor kulağa -uygulanabilir ve kolay iş fikirlerini oluşturmak için kristal bir küreye ihtiyacınız yok. Snapchat’e bakın mesela. Pazar zaten vardı (Dünyanın her yerinde akıllı telefon kullanmakta olan bir müşteri kitlesi) ve internet üzerinden paylaşılabilen bir içerik platformuna talep de vardı, Twitter zaten bunu kanıtladı.
Arz ve talep zaten vardı, basit bir uygulama yaratarak başarıya ulaşmak mümkündü, Snapchat’ın sahiplerinin bir trendi henüz oluşmadan tahmin ettiğini iddia edecekleri kesin.
Bakınız: Büyüyen 5 LA girişimleri
Hepimizin bildiği gibi, erken kalkan yol alıyor.
İşte kolay ve uygulanabilir iş fikirlerinin son sırrı: insanların hayatını değiştirmek zorunda değilsiniz. Bu ekmek kesmeye benziyor. Ekmek alan ve sonra onu dilimlemeyi ilk kez düşünen kişiyi ele alalım (bu kişi Otto Frederick Rohwedder idi, bilginize) Bu fikir tüm dünyayı değiştirdi mi? Hayır, ancak tüm dünyadaki insanların hayatlarını kolaylaştırdı mı? Hem de nasıl.
Asıl mesele şu: Kolay ve uygulanabilir iş fikirlerinin düşünme, yeme, konuşma, giyinme alışkanlıklarımızda bir devrim yaratması gerekmiyor. Sadece hayatımıza bir değer katması gerekiyor.
Bu makale virgin.com’da Richard Trenchard tarafından 2016’da yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.
